Londra Birleşik Krallıkta yasal olarak kayıtlı olup, operasyonel merkezi Dubai BAE’de bulunan Rusya merkezli iletişim ve mesajlajma uygulaması olan Telegram’ın Türkiye’de 8 milyon aktif kullanıcısı bulunuyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) gönderdiği binden fazla uyarıya cevap vermeyen Telegram, suç örgütlerinin diledikleri gibi at koşturdukları bir uygulamaya dönüşmesine ve yasanın amir hükmü olan temsilci açma zorunluluğunu yerine getirmemesine rağmen faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor, yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kanunlarını tanımıyor.
Bu uygulama üzerinden uyuşturucu ve silah satışı mı dersiniz, kiralık katil ilanları mı dersiniz her türlü pislik rahatlıkla yapılmasına dokunulamıyor.
Telegram gibi TikTok’a da her türlü kötülüğün yuvalandığı bir uygulama olmasına rağmen kapatılamıyor.
Kimse bu uygulamaların özgürlük platformu olduğu palavrasına sarılmasın.
Kiralık katil ilanlarını yayınlamanın neresi özgürlük?
Şiddeti, tacizi, tecavüzü, ahlaksızlığı özendiren paylaşımların neresi özgürlük?
Masum bir çocuk katlediliyor, katiller ve destekçileri Telegram üzerinden aileyi bırakın devleti tehdit mesajları yayınlıyor.
Uyduruk ve caydırıcı olmayan cezalar suç işlemeyi alışkanlık haline getirmiş çete mensuplarının CV’lerine başarı hikâyesi olarak kaydediliyor.
Çetelerin suç oluşturan paylaşımlarını yayınlayan Telegram/TikTok ve diğer sosyal medya ağları neden sorumlu değil?
Burası dingonun ahırı mı?
Özgürlüğü öküzlük ile karıştırmayalım.
Hiç bir özgürlük bireylerin ve toplumun huzurunu bozma, ülke güvenliğini tehdit etme hakkını vermez.
Sapıkların vücutlarını sergileyerek para dilenmeleri özgürlük olamaz.
Bu rezaleti seyrederek para veren azgınlarınki de özgürlük değildir.
Küçücük kızını arkasında dans ettirerek para dilenen babanın yaptığı özgürlük değildir süzme öküzlüktür.
Bu öküze para gönderenler de en az onun kadar öküzdür.
Bu nasıl bir baba ki kızının bedenini teşhir etmesinden utanmıyor.
Hayvanlar bile yavrularına karşı bu aşağılık baba müsveddesinden daha şefkatliler.
Basa tutuklandı kızı devlet korumasına alındı peki bu aşağılık görüntüleri yayan Tik Tok’a ne oldu?
Hiç..
Böyle sorumsuzluk olmaz.
Baba suçluysa TikTok neden suçlu değil..
Özgürlük adı altında suçlulara, sapıklara, ite kopuğa imkân ve fırsat verildikçe ne toplumda ne de ailede huzur kalır.
Bir yandan ahlaksızlığın, pisliğin rezaletin yayılmasını sağlayan ağlar diğer yandan Cuma mesajları hazırlıyor, bizim saf Müslümanlar da bu mesajları paylaşarak ahlaksızlara destek oluyor.
Bu ahlaksızlığı yayanlar senin Cuma mesajından bile para kazanıyor.
Kardeşim Cuma kutlayacaksan iki satır mesaj yazmaktan aciz misin?
Mesajların illa kafiyeli, süslü, fon müzikli olması mı gerekiyor?
Beceremiyorsan Cuma mesajı yazma.
Mesaj yazacağına Cuma’nın anlam ve önemine göre davran.
Nedir bu gaflet?
Adamlar ailenin, toplumun köküne dinamit koyuyor, sen de onlara destek oluyorsun.
Sahte ilanlarla insanlar dolandırılıyor, akla ve hayale gelmeyecek her türlü pislik fütursuzca sergileniyor ve ama özgürlük bahanesiyle bu pislik yuvalarına müdahale edilemiyor.
Hırsızlık, yolsuzluk, dolandırıcılık, ahlaksızlık; sosyal ağlar üzerinde yapılınca özgürlük mü oluyor?
Böyle özgürlüğün cehennemin dibine kadar yolu var.
Devlet daha fazla geç kalmadan demir yumruğunu bu pislik yuvalarının kafalarına indirmeli, hukuka uygun bir şekilde faaliyetlerini sürdürmemekte ısrar edenlerin daha doğrusu bu ülkenin hukukunu tanımayanlara anladıkları dilden hukuk tanıtılmalı, tanımamakta ısrar edenlerin de defteri dürülmelidir.
Bataklık kurutulmaz ise sivrisinek öldürmekle sorun çözülmez.
5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 6 - (1) maddesinde “Erişim sağlayıcı; a) Herhangi bir kullanıcısının yayınladığı hukuka aykırı içerikten, bu Kanun hükümlerine uygun olarak haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak engelleme imkânı bulunduğu ölçüde erişimi engellemekle,
b) Sağladığı hizmetlere ilişkin, yönetmelikte belirtilen trafik bilgilerini altı aydan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla,
c) Faaliyetine son vereceği tarihten en az üç ay önce durumu Kuruma, içerik sağlayıcılarına ve müşterilerine bildirmek ve trafik bilgilerine ilişkin kayıtları yönetmelikte belirtilen esas ve usûllere uygun olarak Kuruma teslim etmekle, yükümlüdür.” Hükmü yer almaktadır.
Aynı yasanın 8 - (1) maddesinde ise İnternet ortamında yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verileceği belirtilmiştir.
“a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1) İntihara yönlendirme (madde 84),
2) Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),
3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190),
4) Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),
5) Müstehcenlik (madde 226),
6) Fuhuş (madde 227),
7) Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228), suçları.
b) 25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar.”
Kanun bu kadar açık belirtmesine rağmen etkili yaptırım uygulanmamasını anlamak gerçekten mümkün değil.
Bu pislik yuvalarının kapatılması için daha ne yapmaları lazım?.,
Sosyal Ağ Sağlayıcısı 7253 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce hukukumuzda olmayan bir kavramdır.
20.07.2020 tarihinde kabul edilen 7253 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla sosyal ağ sağlayıcısı şirketlere; Temsilci atama yükümlülüğü, Başvurulara yanıt verme yükümlülüğü, Verilerin Türkiye’de muhafaza edilmesi yükümlülüğü, Rapor verme yükümlülüğü, Erişimin engellenmesi veya içeriğin çıkarılması yükümlülüğü getirilmiştir.
Temsilci atama yükümlülüğü; günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurtdışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarına getirilmiş bir yükümlülüktür. İlgili sosyal ağ sağlayıcı Türkiye’de en az 1 gerçek veya tüzel kişiyi temsilci olarak atamakla yükümlüdür. Temsilci tüzel değil gerçek kişi olarak belirlenecek ise temsilci olacak gerçek kişi kanuna göre Türk vatandaşı olmalıdır.
Eğer bu yükümlülük yerine getirilmez ise; iki aşamalı bir idari para cezası süreci daha sonrasında reklam yasağı, bu yasaktan sonra iki aşamalı bant daraltma yaptırımları kanun tarafından öngörülmüştür.
Başvurulara yanıt verme yükümlülüğü; günlük erişimi 1 milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcılarına getirilmiş bir diğer yükümlülüktür. 5651 sayılı Kanun’un 9. Maddesinde yer alan haklar ve 9/A maddesinde yer alan özel hayatın gizliliğini ihlale ilişkin saldırı olduğu gerekçesiyle yapılan başvurularda, ilgili gönderinin yayınlandığı sosyal medya platformunun sosyal ağ sağlayıcısı sıfatına sahip şirketin şikâyetle ilgili olumlu veya olumsuz bir yanıt verme yükümlülüğü bulunmaktadır.
İlgili sosyal ağ sağlayıcısı yurtdışı kaynaklı ise bu başvuru yukarıda bahsedilen sosyal ağ sağlayıcısı şirketin Türkiye temsilcisine yapılabilir.
Temsilci bir başvuruyu olumlu veya olumsuz olarak yanıtlandırmaz ise 5 milyon Türk Lirası idari para cezası kanunda öngörülmüş yaptırımdır.
İlgili içerik hukuka aykırı ve kişilik haklarını ihlal ediyor ise bu durumun hâkim veya mahkeme kararıyla tespit edilerek sosyal ağ sağlayıcısına bildirilmesinden sonra 24 saat içerisinde içeriğin çıkarılmaması veya içeriğe erişimin engellenmemesi halinde ilgili ihlalin tazminat yükümlülüğü aynı zamanda sosyal ağ sağlayıcısından alınabilecektir.
Verilerin Türkiye’de muhafaza edilmesi yükümlülüğü; günlük erişimi 1 milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcısı Türkiye’deki kullanıcılarının verilerini Türkiye’de muhafaza etmek zorundadır. İlginçtir ki; bu yükümlülüğün ihlali ile ilgili kanunda bir yaptırım yer almamaktadır. Yani bu yükümlülük yerine getirilmez ise kanunda açık bir idari veya adli ceza hükmü bulunamamaktadır.
Rapor verme yükümlülüğü; Sosyal ağ sağlayıcısı kendisine bildirilen içeriklerin, gönderilerin çıkarılması ve erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasına dair istatistiki bilgileri 6 aylık periyotlarla Türkçe hazırlanmış raporlarla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na vermek zorundadır. Bu yükümlülüğün ihlali kanunda 10 milyon Türk Lirası idari para cezası olarak öngörülmüştür.
Erişimin engellenmesi veya içeriğin çıkarılması yükümlülüğü; Önceden içeriğin engellenmesi şeklinde ifade edilen yaptırım çeşitlendirilerek içeriğin kaldırılması ile birlikte düzenlendi. Bu yeni düzenlemeye göre erişimin engellenmesi yerine içeriğin çıkarılması, silinmesi kararının verilmesi imkânı tanınmış oldu. İçeriğin çıkarılması, engellenmesi, silinmesi kararlarının yerine getirilme süresi azami 4 saat olarak kanunda belirlenmiştir. Bir başka deyişle içerik silinmesi kararının sosyal ağ sağlayıcısına tebliğinden itibaren 4 saat içerisinde yerine getirilmesi gerekmektedir.
Günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurtdışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcısı erişimin engellenmesi, silinmesi kararının koruma kararı olarak tedbiri verildiği durumlarda bu karara uymamanın cezası 50.000 gün adli para cezası olarak öngörülmüştür. Şayet bu karar adli değil idari bir karar olarak verildiyse bu tedbiri karara uymamanın yaptırımı 1.000.000-TL idari para cezası olarak öngörülmüştür.
İdari para cezasının verildiği andan itibaren 24 saat içerisinde kararın gereği yerine getirilmez ise ilgili sosyal ağ sağlayıcısının yetkisi BTK tarafından iptal edilebilir.
Peki, yasanın açık hükümlerine rağmen Telegram neden Türkiye’de yasal temsilcilik açmıyor?
Kime ya da neye güveniyor?
Devletin gücü bu suç merkezine yetmiyor mu?
Kanunsa kanun, cezaysa ceza, kapatmaysa kapatma, neden Telegram’a uygulanmıyor?
Türkiye’de çuvalla para kazanıp vergi vermeyen, suç şebekelerine yataklık yapan ve temsilcilik açmamakta direnen Telegram’ın Türkiye Cumhuriyetinin kanunlarına uymasını sağlamak devletin boynunun borcudur.
Küfrün, hakaretin, edepsizliğin, tehdidin, suç ve suçluya övgünün, elini kolunu sallaya sallaya sergilendiği Tik Tok’un da kapatılmasının zamanı gelmiş ve geçmektedir.
Bir taraftan aileyi, çocukları korumaya yönelik önlemler alınırken diğer taraftan ailenin de çocuğun da geleceğini tehlikeye atan ve toplumun huzurunu bozan sosyal medya ağlarının başıboşluğu devlet olmanın ciddiyetiyle bağdaşmıyor.
Silahlı teröristlerin hakkından gelen devletin aynı kararlılık ve cesareti dijital teröristler için de göstermesi şarttır.
Aksi takdirde topluma verdikleri zararın önlenmesi mümkün olmayacaktır...