Kemal Tahir’in rahle-i tedrisinden geçerek onun edebine bizzat tanık olan ve bu sayede olaylara ülkesinin çıkarları açısından bakmayı başarabilen şair, romancı, düşünür, deneme yazarı, gazeteci, senarist ve eleştirmen Atilla İlhan (tam adıyla Atilla Hamdi İlhan) vefatından (10 Ekim 2005) yaklaşık bir yıl önce, konuk olduğu Hulki Cevizoğlu’nun sunduğu bir yayında aydın ihaneti ve batıcılık bağlamında şu ifadeleri kullanmıştı.

“Türkiye’nin bir hain kontenjanı var, bu nüfusun yüzde onudur.”

“Türk aydınlarından bazıları Batı’nın manevi ajanıdır; şimdi o aydınlar haysiyetten önce banka hesabına dikkat ediyorlar.”

“Türkiye’de üç şey milli olmalıdır: Eğitim, savunma ve ekonomi. Bu üçü milli olmadığı takdirde Sevr olur.”

Atilla İlhan’ın 2004 yılında dile getirdiği hain kontenjanı nüfusun yüzde onu idi ancak bugün bu oranın yüzde 15’lere tırmandığını söylemek abartı olmaz.

Etrafınıza ve yaşanan olaylara şöyle bir bakın.

Bu ülkenin hayrına yapılan her şeye karşı çıkarak itibarsızlaştırmaya çalışan ve bu hükümet devrilsin de memleket batarsa batsın diyen ihanet şebekesinin yeminli hainlerinin sayısının nüfusun yüzde onbeşinin altında olduğunu söyleyebilir misiniz?

Petrol bulunur doğalgaz bulunur inanmazlar, Savunma sanayii küresel rekabete girecek kadar güçlenir burun kıvırırlar, İHA’larımız SİHA’larımız dünya pazarının gözdesi olur görmezden gelirler, yollardaki binlerce TOGG’un bu ülkede yapıldığını kabullenemezler, Libya’dan Karabağı’a, İrak’tan Suriye’ye, Somali’den Etiyopya’ya ve Hindistan’dan Pakistan’a uzanan geniş bir coğrafyada çatışmaları ve dayatmaları sonlandıracak aktif diplomatik, stratejik ve siyasi gücünü küçümserler, kırk yıl bu ülkeye büyük zararlar veren terör örgütü kendisini feshetmesine ve silahları bırakacağına asla tahammül edemezler, şahsi çıkarları için hırsızlığı, yolsuzluğu savunur mandacılıktan bile medet umarlar.

Yalan söyler, iftira atar, hakaret ederler.

Kalemlerini, klavyelerini uygun bedelle satarlar.

Hainlerin marifetleri sıralamayla kalksak sayfalar yetmez.

Biz yukarıdaki kısacık örneklere yetinelim.

Atilla İlhan’ın değerlendirmesiyle yüzde onluk kontenjan içinde yer alanlardan birisi de "Türkiye uyduruktan ufacık bir ülkedir. Benim dünyada gördüğüm en ilkel ülkelerden biridir. Ben Türk halkı kadar cahil, Türk halkı kadar ahlak kavramından yoksun bir toplum tanımadım… Bugün Anadolu Türkü'nün ortalama IQ'su 86, normal insan IQ'su ise 90. Yani siz istatistiklerde geri zekâlı bir millet durumundasınız" sözleri ile bulduğu her fırsatta ülkesini ve milletini aşağılayan Celal Şengör’dür.

“Benim bir kızım olaydı. Bir adamla yataydı söyleyeceğim tek bir şey aman dikkat et herifin AİDS’si olmasın. Ona bunları söylerdim. Benim namus falan gibi kavramlarım yok benim. Bir kadının gidip seni boşayıp başkasıyla evlenmesi senin kızın başka bir erkekle yatıp kalkması senin namusuna nasıl dokunuyor bu namus nedir yahu ben bunu anlayamıyorum” (https://www.yeniakit.com.tr/haber/2024-04-29) diyecek kadar ahlaktan yoksun bir müptezelin Türk halkının ahlaktan yoksun olduğunu söylemesi Koca Nagıp Paşaya ait bir beyitte ifade edildiği üzere tam bir "Şecaat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler" halidir.

Kendi dışkısını yiyen, İsviçre’de doktora yaptığı yerde otlayan ineklerin ve dağ keçilerinin de dışkılarının tadına baktığını ve “Özellikle insan dışkısı acıydı. Ötekiler de tatlıydı ama insanınki kadar acı değildi. Bu bir merak meselesidir, merak eden her şeyi dener” diyerek dışkıya olan merakını itiraf eden bir karakterin bu ülkeyi sevmesi mümkün mü?

Boşuna söylememişler “tezekten terazinin b.ktan olur dirhemi”.

Sömürgeci batı, soykırımcı İsrail ve küresel çete hakkında tek bir olumsuz ifade kullanmayan,  bulduğu her fırsatta İslam’a, Osmanlı’ya hakaret eden ve bu ülkenin değerlerine saldıran Şengör dünyanın ilk atlası olarak bilinen el yazması kitabın tanıtım toplantısında basın mensuplarının sorularını cevaplarken, Fatih Sultan Mehmet ve Piri Reis’in kişiliklerinden bahsettiği sırada, “Coğrafi kitaplara olan merakı müthiş. Coğrafya hastası bir sürü şeyi topluyor. Ben onu diyorum; Piri Reis’in hayatındaki en büyük talihsizliği Kanuni Sultan Süleyman gibi bir salağın zamanında doğmuş olmasıdır. Fatih zamanında Piri Reis olaydı inanır mısınız bugün bizim sömürge imparatorluğumuz vardı. Çok samimi söylüyorum bugün biz Amerika’ya falan gitmiştik” diyerek Kanuni Sultan Süleyman’a hakaret etti.

Bu sözlerinin tepki çekmesi üzerine yaptığı açıklamada bu defa da "Ben hiçbir tarihi şahsiyete hakaretamiz laf söylemeyecek kadar akıl sahibiyim. Gazetecilerimiz ise düşük kültür seviyeleri nedeniyle sadece bu kelimeyi haber yaparak o muazzam atlası ve onu kurtaran Fatih Sultan Mehmed’i es geçtiler (salağı anladılar ama coğrafyayı anlayamadılar)." Diyerek gazetecilere hakaret etti.

"Biz cahil bir milletiz. Türkiye'de bugün oluyor, yarın unutuluyor. Almanlar, bu sene bütçesinde 300 milyar euro fazla verdi. Neden? Dünyanın en iyi arabalarını onlar üretiyor. Bizde lise yok, üniversite yok. Biz yapamıyoruz. İki tür halk yönetimi vardır. Biri demokratiya diğeri okhlokratia. Okhlokratia cahil güruhun yönetimidir. Bizimkisi de işte budur. İsviçre'de çalışan demokrasi, biz de çalışmıyor." Sözleriyle kendi ülkesini ve milletini aşağılayan Şengör Best FM'de katıldığı programda Yıldırım Bayezid için "Kahraman falan değildir, enayidir" ifadesini kullandı.

Osmanlı ve Selçuklu'da bilim ve eğitim adına hiçbir şeyin olmadığını ileri süren Şengör, "Daha önceleri vardı. Hunlularda, yani Orta Asya Türk tarihinde vardı. Ancak Osmanlı ve Selçuklu buna dahil değil. Mesela meşhur kahraman Yıldırım Bayezid var ya, Timur ile didişiyor. Çandarlıoğlu Ali Paşa diyor ki; ‘Efendim, bu Avrupalılara benzemiyor. Avrupa'daki ordularda kumanda birliği yok, hiçbir şey yok. Timur böyle değil. Yenildiği duyulmamıştır. Biz, bununla gerilla savaşı yapalım diyor. Yıpratalım' Yıldırım diyor ki; ‘Olmaz erkekliğe sığmaz' çıkıyor karşısına, Timur dağıtıyor. Ülke neredeyse yok olacaktı. O yüzden Yıldırım, kahraman filan değildir, enayidir." Sözleriyle kin ve nefretini kustu.

“Türkiye’nin sonu artık belli ve uzakta da değil bu. Önümüzdeki 30-40 yıl içinde Türkiye olmayacak. Yani bu 20 senelik AK Parti iktidarı ve ondan önce 1950’den beri gelen, bu dine önem veren iktidarlar, bunlarla beraber, Türkiye’nin istikbali kapanmıştır.” Diyerek Türkiye’ye ömür biçecek kadar gözünü kin ve nefret bürümüşbu hain hakkında sosyal medyada paylaşılan görüntülerindeki sözleri nedeniyle, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama suçlamasıyla 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.

Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 20 Kasım 2024 tarihinden önce, tarihi tam olarak tespit edilemeyen bir zamanda, pek çok kullanıcı tarafından sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılan ve şüpheli Şengör'ün görüldüğü bir video içeriğinde, Türk milletinin zekâsına yönelik sözleri nedeniyle soruşturma başlatıldığı belirtildi.

Hakkında Türk milletini alenen aşağılama suçlamasına ilişkin, Adalet Bakanlığı tarafından 12 Mayıs'ta soruşturma izni verilen Şengör hakkında Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama suçlamasıyla 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açılması talep edildi.

Hainliğin bedeli en fazla iki yıl hapis ve yürürlükteki mevzuata göre de hapse girmesi mümkün olmayınca bu ve benzeri hainlerin ıslah olmaları mümkün değil.

Bunun adı demokrasi, bunun adı fikir özgürlüğü filan da değil.

Ülkesine uyduruktan ve ilkel bir ülke diyerek aşağılayan uyduruk ve ilkel tiplerin zırvalarına katlanmak zorunda mıyız?

Türk halkı kadar cahil ve Türk halkı kadar ahlaktan yoksun bir halk tanımadıklarını söyleyen cahil ve ahlaksızlara en fazla iki yıl hapis cezası verilmesi kimse kusura bakmasın ama ödüldür.

Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde, ülkesini, milletini ve geçmişini bu kadar aşağılayan ve hakaret eden tiplere hoşgörülü davranılır?

"O kadar kızdırdı ki, Saniye'nin eteğini kaldırdım. Kıçına bir tokat attım. Bu dehşete düştü. Baktım böyle bakıyor bana. Bana bak dedim baban bunu yaptı mı dedim. Bana babam bile bunu yapmadı dedi. Heh dedim eksik kalmış, şimdi tamamlandı." Diyerek yaptığı tacizi utanmadan anlatan ve “namus gibi kavramlarım yok benim” diyerek ahlaksızlığını itiraf eden hainlere katlanmak zorunda mıyız?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti batı uşağı ezik müptezellerin zırvalarına konu edilemeyecek kadar büyük ve değerlidir.

Neden meşreplerine uygun bir ülkede değil de dünyanın en ilkel ve en cahil ülkesi olarak niteledikleri Türkiye’de yaşamakta ısrar ediyorlar?

Dışkılarını yemek gibi üstün(!) bir yeteneğe(!) sahip iken bu ülkede yaşamaya devam ederek kendilerine de yazık etmiyorlar mı?