İnsanlık tarihi boyunca var olan kavimlerin içerisinde, yeryüzünde hakimiyet sağlamak iddiasında bulunan liderler oldu.
M.Ö. 336-323 yılları arasında hüküm süren Makedonya Kralı III. Aleksandros’da bu hayalinin peşinde ömür boyunca savaş meydanlarında çok çetin mücadeleler verdi. Girdiği muharebelerde hiç yenilgi yüzü görmeyen III. Aleksandros’un aslında hepimizin bildiği ismiyle Büyük İskender’in yeryüzü hakimiyeti ile ulaşmak istediği hedef kâinatın toprak sınırlarının tamamının hâkimi olmaktı. Bu idealinin peşinde Antik Yunan bölgesinden sefere çıkarak Anadolu üzerinden Suriye, Mısır, Pers İmparatorluğu, Babil ve Hindistan’ı hakimiyeti altına aldı. 13 yıllık hükümdarlığının on yılını savaşlarda geçirdikten sonra istediği hedefe ulaşamadan 32 yaşında hastalanarak öldü.
Büyük İskender konumuzun örneklerinden sadece bir tanesidir.
Hun imparatoru Atilla, Moğol imparatoru Cengiz Han, Osmanlı imparatoru Fatih Sultan Mehmed, Alman lider Adolf Hitler, Fransız lider Napoleone Bonaparte, Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin…
Listeye her yüzyıldan, her coğrafyadan, her milletten başlıca liderleri eklemek mümkündür.
Bu liderlerin bazıları hak yolunda yürüyerek, halkına zenginlik, kâinata barış getirdiler. Bazıları ise batıl yolu tercih ederek halkına ve kâinata zulmü reva gördüler.
Bu hususta bizim için mühim olan hak ve batıl çizgisini ayırabilecek irfana sahip olmaktır.
Yeryüzüne hâkim olma iddiasını batıl çizgisinde sürdürenlerin, zulmedenlerin, insanlığın maddi, manevi, dini, kültürel ve sosyal değerlerini yok edenlerin sonu hüsrandır.
Yunus Emre’nin; “Zulüm ile abad olanın akibeti berbat olur” sözleri bu durumu desteklemektedir.
Günümüz İsrail devletinin Filistinli kardeşlerimiz başta olmak üzere bütün Ortadoğu coğrafyasını atmak istediği ateşin kendilerini yakacağını, akıbetlerinin berbat olacağını, nice Selahaddin Eyyubi’lerin daha çıkarak tarihin tekerrür edeceğini biliyoruz.
Sultan II. Abdulhamid Han’ın; “Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor” cümlesi,
Amerikalı ünlü yazar Mark Twain’in; “Tarih tekerrür etmez ama kafiyelidir.”cümlesi de olayların benzer şekilde cereyan ettiğini farklı bir bakış açısı ile ortaya koymaktadır.
İspanyol asıllı filozof George Santayana; “Geçmişlerini hatırlayamayanlar, onu tekrar yaşamaya mahkumdur” sözleriyle milletlerin tarihini bilmelerinin önemini vurgulamıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Tarihini bilmeyen milletler yok olmaya mahkumdur” cümlesi de meselenin özüdür.
Ez cümle, tarihimizi bileceğiz.
Köşe yazılarımızda İnsanlık tarihinin çeşitli devrelerinde cereyan eden hadiseleri, birinci el kaynaklardan sizlere aktarırken, söz konusu hadiselerin sonuçlarını ve toplumsal etkilerini günümüz güncel gelişmeleri ışığında irdeleyeceğiz.
Keyifli okumalar.
Mehmet ARI / 05.07.2025