Çankırı, yıllardır görmezden geliniyor. Komşu iller büyük yatırımlarla kalkınırken, biz hâlâ bir barajın gölgesine sığınıyoruz. Sanayi yok, istihdam yok, sosyal yaşam yok... Peki bu sessizliğin sorumlusu kim? Vekiller mi, yerel yöneticiler mi, yoksa hep birlikte susan bir şehir mi?
Bir ülkenin kaderi, merkezden alınan kararlar kadar, o kararların yereldeki sahiplenicileriyle de şekillenir. Kırşehir’e MKE üretim tesisi kuruluyor. Çorum’a hem tren yolu, hem hızlı tren geliyor. Güzel. Peki bu yatırımlar yapılırken bizim Çankırı’nın vekilleri ne yapıyor? Ne için çalışıyor, neyi savunuyor, hangi projeyi “kazanım” diye Çankırılıya anlatabiliyor?
Bakın, Kırşehir örneği ortada. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in desteğiyle MKE gibi stratejik bir kurumun yeni üretim tesisi Kırşehir’e kazandırılıyor. Deniyor ki:
✅ Yüzlerce kişiye doğrudan istihdam sağlanacak,
✅ Yerel ekonomi canlanacak,
✅ Savunma sanayiinde yeni bir hamle olacak.
Bu gelişme Kırşehir için büyük bir adım, kim ne derse desin. Üstelik bu girişim yerelde birileri bastırdığı için, konunun arkasında durduğu için hayata geçti. Yani “milletvekili olmak” işte tam da budur!
Peki Dönelim Bize…
Çankırı milletvekilleri bugüne kadar Çankırı’ya ne kazandırdı?
Ortada gezdirilen tek proje: Bir baraj.
Evet, güzel bir fikir. İtiraz eden yok. Ama sekiz yıl geçti! Bu baraj kaç kişiye iş imkânı sağlayacak, hangi sektörü ayağa kaldıracak, şehri ekonomik olarak nasıl dönüştürecek, kimse net bir cevap veremiyor. Üstelik bu barajın Çankırı merkezinin su ihtiyacını karşılayacağı söylense de, Devrez’in suyunun merkeze verilmesinin mümkün olmadığı da kulislerde açık açık konuşuluyor.
O zaman soralım:
🔹 Neden hâlâ Çankırı Merkez için yeni bir üretim tesisi yok?
🔹 Neden savunma sanayi gibi stratejik sektörlerde Çankırı adı geçmiyor?
🔹 MKE’nin bir ayağı zaten Çankırı’da varken, neden yeni yatırımlar başka illere kaydırılıyor?
🔹 Çorum tren yolu görmemişken hızlı trenle buluşuyor, biz hâlâ Karaelmas arada bir gidip gelse iyi olur diye tartışıyoruz.
🔹 Gelen giden “ilçeler kalkınsın” diyor. Peki merkeze ne zaman yöneliyorsunuz?
Sadece Yatırım Değil, Yaşam Kalitesi De Gerekiyor
Bakın, mesele sadece bir fabrikanın kurulması değil.
İstihdam sağlarsınız ama insanların barınacağı konut da üretmelisiniz.
Bugün Çankırı’da büyük bir konut açığı var. TOKİ projeleri yetersiz. Yeni gelen memur, işçi nerede kalacak? Hangi mahallede ev bulacak?
Bugün Çankırı’nın karşı karşıya olduğu bir başka vahim sorun daha var:
Bu şehirde polis bile durmak istemiyor. Çünkü Çankırı, yıllardır “sürgün yeri” olarak görülüyor. Peki neden? Çünkü şehir, gelişmemiş yapısıyla, yetersiz sosyal donatılarıyla, yaşam kalitesi düşük bir yer haline getirilmiş.
Çankırı İl Emniyet Müdürlüğü’nün bir tane bile lojmanı yok!
Evet, yanlış duymadınız. Depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılan lojmanların yerine bugüne kadar yenisi yapılmadı.
Soruyoruz:
📌 Bu lojmanlar ne zaman yapılacak?
📌 Bu sorunun çözümü için hangi adım atıldı, hangi plan hazırlandı?
Kiralar uçmuş, şehirde memura, işçiye, polise uygun bir barınma imkânı bırakılmamış. Peki böyle bir tabloda, dışardan gelen bir görevli bu şehirde nasıl yaşasın?
Barınma yok, sosyal yaşam yok, gelişim yok...
E siz ne bekliyorsunuz? İnsanlar bu şehre can atarak mı gelsin?
Sorumluluk Sadece Vekillerde Değil!
Ama ne yazık ki vekillerimiz, bu gerçeklerin üzerine gitmek yerine; küçük projeleri "dev hizmet" gibi lanse edip, gerçek sorunların üzerini cilalayarak göz boyamaya çalışıyorlar.
Bu tabloyu sadece milletvekilleriyle açıklamak da eksik olur.
Peki ya siyasi parti il başkanları, merkez ve ilçe belediye başkanları?
Onlar ne yapıyor? Her biri kendi alanında bu şehrin gelişimine katkı sağlamak yerine, günü kurtaran açıklamalarla, sosyal medyada birkaç fotoğraf paylaşarak görevini yerine getirdiğini mi sanıyor?
Ve muhalefet…
Muhalefet partileri Çankırı’da neyi savundu, neyin arkasında durdu?
Bu şehirde hangi konuyu gündeme taşıdınız?
"Çankırı için bu da olmalı" diyerek neyin mücadelesini verdiniz?
Siz de uyumaya devam ediyorsunuz!
Ayrıca STK’lar, odalar, borsalar...
Şehrin dinamikleri olması gereken bu yapılar ne yazık ki yıllardır suskun.
Söz hakkı ellerindeyken, etkili olup şehir adına baskı kurmaları gerekirken, çoğu sadece protokol toplantılarında boy gösteriyor.
Sorunları sahiplenen, çözüm için bastıran kimse yok!
Çankırı’nın Kaderi Değil, İhmalidir
Çankırı'nın kaderi, bu ilgisizlikle, bu yatırımların dışına itilmiş haliyle daha nereye kadar böyle sürecek?
Çankırı’nın gençleri göç ediyor.
Üniversite mezunları Ankara yollarında iş kovalıyor.
Çankırı’da istihdam yaratan, ekonomik canlılık getiren, şehirde yaşam kalitesini artıran tek bir vizyoner yatırım yok.
Evet, ilçeler kalkınsın. Biz de istiyoruz.
Ama merkez duruyorsa, gelişmiyorsa, sadece tabelada “il” olmak kimseye yetmez.
Bu Bir Çağrıdır!
Bu yazı bir eleştiri olduğu kadar, samimi bir çağrıdır.
Çankırı artık göz ardı edilemez.
Sakın unutmayın; her seçimde boy gösteren, ama seçimden sonra sesi dahi duyulmayan bir siyaset anlayışı, bu şehirde uzun vadede karşılık bulamaz.
✅ Bu halk yatırım bekliyor,
✅ Bu halk gerçekçi vizyonlar görmek istiyor,
✅ Bu halk, geleceğini bu şehirde kurabilecek umut dolu projeler talep ediyor.
Kimseyi suçlamak değil, herkesin sorumluluğunu hatırlatmak istiyoruz.
Gelin, bu şehrin potansiyelini birlikte ortaya çıkaralım.
Gelin, artık günü kurtaran işler yerine kalıcı yatırımlarla bu kenti ayağa kaldıralım.
Çankırı’nın daha fazla beklemeye tahammülü yok.
Bu halk artık icraat görmek istiyor.
Söz değil, çözüm istiyor.