Son 2 yılda 50'si çocuk olmak üzere 107 kişinin köpek saldırılarında hayatını kaybetmesi hayvan sevgisi ile açıklanabilir mi?
2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe giren sahipsiz hayvanlarla ilgili yasal düzenlemeleri içeren 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, sahipsiz hayvanların toplanarak barınaklara yerleştirilmesi, tehlikeli cinslerin ve iyileşemeyecek durumda olanların uyutulması ile olarak belediyelere bir kısım sorumluluklar getirdi.
Sokakları daha güvenli hale getirecek, başıboş köpeklerin toplanarak kısırlaştırılmasını ve sahiplendirilmesini, rehabilite olmayan köpeklerin ise uyutulmasını öngören yasaya karşı çıkan CHP, hayvan hakları, kamu yararı ve yaşam hakkına aykırılık bulunduğu iddiasıyla 15 Ağustos'ta AYM'ye başvurarak kanunun 17 maddesinin 16 sının yürürlüğünün durdurulması ve iptali isteminde bulundu.
AYM 07/05 tarihinde aldığı ve gerekçesi daha sonra açıklanacak kararla yürürlüğün durdurulması ve iptal istemlerini reddetti.
Sokaktaki tüm köpeklerin toplanarak sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bakılmasını öngören yasa, yerel yönetimlere bakımevi kurmaları ve mevcut şartları iyileştirmeleri için 31 Aralık 2028’e kadar süre tanınmıştı.
Türkiye’de 4 milyon sokak köpeği olduğu, buna karşılık mevcut 322 barınaktaki toplam kapasitenin 105 bin olduğu bu nedenle geçiş döneminde yeni barınaklar yapılıp barınaklarda kapasite artışı sağlanmadan, yasanın uygulanamayacağı iddia edilse de yasal sorumluluklar yerine getirilmeden ve bu konuda hiçbir şey yapmadan kulağa hoş gelen süslü cümlelerle hayvan sevgisinden bahsetmek tam bir ikiyüzlülüktür.
Bırakın diğerlerini sadece İBB’ deki yolsuzluk ve vurgunda el değiştiren 560 milyar barınak yapımına harcansaydı şu anda sokakta gezen başıboş köpek kalmazdı.
Buna bol keseden milyonlar ödenen konserleri de eklediğinizde ortada bir finansman sorunu olmadığı sadece ilgisizlik, aymazlık, beceriksizlik ve mama lobisine teslimiyetin olduğunu görürsünüz.
İşçisine maaş veremeyen, sokaktaki çöpü toplamaktan aciz belediyeler sokaktan köpek mi toplarlar diyorsanız, yerden göğe kadar haklısınız.
Bunu da kuzu kuzu oy verenler düşünsün.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'ni (TÜSİAD) ziyaretinin ardından AYM'nin sokak hayvanlarıyla ilgili yasal düzenlemenin iptal istemini reddetmesine ilişkin bir soruya; "O yasa CHP'li belediyelere zımnen cinayet işle diyor. Biz bu cinayeti işlemeyiz. Mahkeme'nin kararını üzüntüyle karşılıyorum. Mahkeme, iptal edip çok belirli bir süre verip yasama organının bu konudaki sıkıntıları gidermesini talep etseydi çok doğru bir iş yapmış olacaktı. Bu fırsatı kaçırdı. Biz yasayı, yaşamı savunan bir yerden yorumlamaya devam edeceğiz" sözleriyle cevap verirken yasaya da AYM’nin kararına da uymayacaklarını ifade etmiş oldu.
Tüm yargı kararlarında olduğu AYM’nin kararları da en sert bir şekilde eleştirebilir.
Gerçekten de AYM zaman içinde eleştirilen çok sayıda karar almıştır ve bunlardan en utanç verici olan 367 kararı bile tüm eleştirilere rağmen uygulanmıştır.
Yargı karalarını eleştirmek, beğenmemek o kararın uygulanmasını engellemez.
Eğer hukuk ve demokrasiye inanıyorsanız işinize gelmeyen kanunları ve yargı kararlarını uygulamıyorum diyemezsiniz.
Aksi takdirde mafyadan bir farkınız kalmaz.
Sahipsiz hayvanlarla ilgili yasa TBMM’de kabul edilmiş, AYM’ne yapılan iptal başvurusu da reddedilerek yasanın Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verilmiştir.
Artık yasanın uygulanmasının önünde hiç bir engel bulunmadığı gibi uygulanmaması nedeniyle insanların ve hayvanların zarar görmeleri halinde çok açık bir şekilde görevi kötüye kullanma suçu oluşacaktır.
Hemen hemen her gün görsel ve yazılı medyada başıboş sokak köpeklerinin saldırısı nedeniyle yaralanan ve ölen vatandaşlarımızla ilgili haberleri içimiz burkularak izliyoruz.
Hanginiz bir yakının köpekler tarafından parçalanarak öldürülmesine ya da kuduz bir köpek tarafından ısırılmasına, köpek saldırısına uğramış bir yakının günlerce hastanede yatmasına rıza gösterir?
Elbette hayvanların da yaşama hakları vardır ve bu haklarının korunması için her çaba gösterilmelidir.
Ancak başıboş hayvanların ve özellikle köpeklerin yaşama hakları insanların yaşama haklarını tehdit edecek noktaya gelmemeli/getirilmemelidir.
“Köpeğe bir şey yapmazsan köpek ısırmaz” palavrasıyla köpek saldırılarını masumlaştırırak saldırıya uğrayan insanları suçlamak insanların yaşama haklarına açık bir saygısızlıktır.
Hayvan sevgisi hayvani bir sevgiye dönüşmüşse artık müdahaleyi gerektiren patolojik bir sorun var demektir.
Hayvan haklarını savunanlar insanlara yönelik köpek saldırılarını önemsizleştirmek için bu sayının yıllık 182 olduğunu söyleseler de bu sayı gerçeği yansıtmamaktadır.
Çünkü köpek saldırıları sadece medyaya yansıyanlardan ibaret değildir.
Medyaya yansımayan çok sayıda vak’a olduğunu A.A Teyit hattında (19/08/2024) yer alan bilgilerden anlıyoruz.
“2023 yılında kuduz riskli temas ve kuduz vaka sayısı 2023'te 437 bin 601 olmuş.
Bu vak’aların yüzde 80 ve üzeri köpek kaynaklı.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre kuduz bulaşılarının yüzde 99 köpek kaynaklı.
Sağlık Bakanlığı, Türkiye için bu oranı yüzde 91 olarak açıkladı.”
Günde yaklaşık bin 200 vak’adan yüzde sekseni olan 960 vak’anın köpek saldırıları sonucu meydana gelmesi sorunun ciddiyetini gösterirken, AYM tarafından Anayasaya uygunluğu onaylanmış yasayı uygulamayacaklarını söyleyenler, bir taraftan sokak köpekleri romantizmi yaparken diğer yandan insan hayatına yönelik tehditlere karşı açık bir sorumsuzluk sergilemektedirler.
İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre; Ocak 2022'den Temmuz 2024'e kadar 4 bin 269 başıboş köpek saldırısı kayıtlara geçti.
“Güvenli Sokaklar ve Yaşam Hakkını Savunma Derneğince (GÜSODER) hazırlanan "Başıboş Köpek Sorunu Raporu"na göre son 2 yılda Türkiye'de 50'si çocuk olmak üzere 107 kişi köpek saldırılarında hayatını kaybetti.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü verilerine göre de Türkiye'de kuduz riskli temas sayısı 2023'te 438 bine ulaştı.
Özellikle köpek dışkısından bulaşan ve çok ağır cerrahi maliyetleri olan "kist hidatik" hastalığı 2005-2019 arasında 8,8 kat arttı.
Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) yayımladığı "Kuduz Riskli Temasın Yüksek Olduğu Ülkeler" ve "Kist Hidatik Tehlikesinin Yüksek Olduğu Ülkeler" haritasında "yüksek tehlike" kategorisinde yer alıyor.
ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, İrlanda, Finlandiya, Japonya, İsveç, Norveç, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerin dışişleri bakanlıkları, resmi internet sitelerinde Türkiye'ye gidecek vatandaşlarına "saldırgan başıboş köpekler" ve "kuduz" riski hakkında uyarılarda bulunuyor.” (https://www.ntv.com.tr/03.06.2024 - 12:11)
Açık kaynaklardan isteyen herkesin kolaylıkla ulaşabileceği yukarıdaki bilgiler önlem alınmayan başıboş köpeklerle ilgili ciddi bir sorunun varlığını göstermekte iken yasaya uyulmayacağının ilan edilmesi tam bir pervasızlık örneğidir.
“O yasa CHP’li belediyelere zımnen cinayet işle diyor biz cinayet işlemeyeceğiz” diyerek hem başıboş hayvanların ve hem de insanların güvenliği için gerekli önlemleri almayanlar bundan sonra yaşanacak her ölüm ve yaralanma vak’asından doğrudan sorumlu ılacaklardır.
Konserlere, reklamlara, algılara milyonları su gibi akıtırken, kanunda öngörülen tedbirleri bilerek ve isteyerek almayanlar elbette bunun hukuki sonuçlarına da katlanacaklardır.
İnsan canı köpek sevgisinden daha değersiz değildir.
Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde insanların canları sokak köpeklerinin konforuna terkedilmemiştir.
İçinde bulunduğumuz şu teknoloji çağında sokak köpekleri tarafından parçalanarak öldürülen insanlarımızın görüntüleri yürek parçalayıcı, bu acıyı yaşayan ailelere yönelik aşağılamalar ise utanç vericidir.
Hayvanı sevmek insanı sevmeye, insanı sevmek hayvanı sevmeye engel değildir.
Ve dünya bütün canlılara ev sahipliği yapacak kadar büyüktür.
****
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 13 Aralık 2024 tarih ve 32751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği”nin amaçları arasında, “sahipsiz hayvanların toplanması, rehabilitasyonu, hayvan bakımevlerinde barındırılması, sahiplendirilmesi ve sahiplenilmesi ile bu hayvanların insan, hayvan ve çevre sağlığına verebileceği olumsuz etkileri önlemeye yönelik alınacak tedbirlerin belirlenmesi” de yer alarak bu konuda yerel yönetimlere önemli görev ve sorumluluklar yüklendi.
Yönetmeliğin 7. Maddesi ile “Yerel Yönetimlerin Görev ve Sorumlulukları” şöyle ifade edildi.
a) Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanları 5199 saylı Kanun hükümlerince toplatmak suretiyle çalışma izni alarak kurmuş oldukları hayvan bakımevlerine getirmek.
b) Hayvan bakımevine gelen hayvanları Bakanlıkça oluşturulan veri tabanına kaydederek müşahede altına almak, hayvanların rehabilitasyonlarının yapılmasını müteakip hayvanları bakımevinde barındırmak veya sahiplendirmek.
c) 5199 sayılı Kanunun 13 üncü maddesini uygulamak.
ç) Sahipsiz köpeklere ilişkin yürütülen iş ve işlemlerde popülasyonun sorun yarattığına belediye meclisinde karar verilmesi halinde Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 12 nci maddesini uygulamak.
d) Hayvan bakımevinde bulunan hayvanlardan sahiplendirilmeye uygun olanların sahiplendirilmesi için kampanyalar düzenlemek, yerel yönetim ilân panoları ile yerel yönetimin internet ortamı ve diğer tüm yayın organlarında duyuru yapmak.
e) Sahipsiz hayvanların beslenmesi amacıyla, bölgesinde bulunan resmi kurum yemekhanesi, otel, konut, lokanta, işyeri, fabrika ve benzeri yerlerin sahiplerinin uygun görmesi halinde işletmelerinde, konutlarında ve mutfaklarında oluşan hayvan beslemeye elverişli besin maddelerini toplamak.
f) Hayvan bakımevlerinden sahipsiz kedi ve köpek sahiplenmek isteyen gerçek veya tüzel kişiler için Sahipsiz Hayvan Edinme Formunun doldurulması ve formun, sorumlu veteriner hekim tarafından onaylanması suretiyle Bakanlık sistemine kaydedilmesi ve hayvan pasaportunun oluşturulmasını sağlamak.
g) Hayvan bakımevinden köpek sahiplenmek isteyenlerden 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki yönetim planını ve bu doğrultuda bağımsız bölümde köpek bulundurabileceğine dair yöneticiden temin edilen izin belgesini istemek.
ğ) İl hayvanları koruma kurulu kararlarına uymak.
h) Hayvan bakımevlerinde oluşan atık ve artıkların çevre ve toplum sağlığına zarar vermesini önlemek.
ı) Hayvan bakımevlerinde hayvan üretimini engellemek.
i) Ev hayvanları ile hayvan bakımevlerinde ölen hayvanları 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde bertaraf etmek veya usulüne uygun olarak kireç ile gömmek.
j) Kedi ve köpek sahiplerinin ölümü ya da hayvanına bakamayacağını bildirdiği durumlarda; kedi ve köpekleri hayvan bakımevlerine kabul etmek, Bakanlık veri sisteminden sahiplilik statüsünü düşürüp sahipsiz hayvan statüsüne almak, sahiplendirmeye uygun olanları yerel yönetimlere ait hayvan bakımevlerinde bakmak ve sahiplendirilmeye uygun olanları sahiplendirmek.
k) Ev hayvanı satan işletme sahiplerine verilecek eğitimi düzenlemek.
l) Denetim elemanlarınca el konulan hayvanları hayvan bakımevine götürmek ya da bakımevi bulunmaması halinde bakımevi bulunan en yakın yerel yönetime ait hayvan bakımevine götürmek veya el konularak hayvan bakımevlerine getirilen hayvanları kabul etmek.
m) Hayvan bakımevinde veteriner hekim çalıştırmak.
n) 5199 sayılı Kanun kapsamında hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan yerel yönetimlerce getirilen sahipsiz hayvanları hayvan bakımevine kabul etmek ve sahiplendirilinceye kadar bakmak.
o) Sorumluluğunda bulunan hayvan bakımevlerinde ve doğal yaşam alanlarında hayvanların birbirlerine veya insanlara zarar vermesini engelleyecek yapısal ve idarî tedbirleri almak.
ö) Altı aylıktan küçük hayvanları kısırlaştırılmadan sahiplendirmesi durumunda hayvanların kısırlaştırılması için tarih belirlemek ve gerekli takibi yapmak, hayvanı kısırlaştırmak, belirlenen süre zarfında kısırlaştırma için getirilmeyen hayvanları denetim elemanlarına bildirmek.
p) Hayvan bakımevinin ve doğal yaşam alanlarının kapasitelerinin ildeki sahipsiz köpek sayısına kıyasla yeterli olduğuna il hayvanları koruma kurulunca karar verilinceye kadar 5199 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında ayırmak zorunda oldukları mali kaynağın asgari %50’sini hayvan bakımevi ile doğal yaşam alanı yapımına veya mevcutlarının kapasitesini arttırmaya harcamak.
Elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin.
Yerel yönetimlere verilen yukarıdaki görevlerin hangisi Özgür Özel’in ifadesiyle CHP’li belediyelere zımnen cinayet işle diyor.?
Meydan Anayasa Mahkemesinin kararına rağmen kanunu ve yönetmeliği uygulamayacaklarını söyleyen sorumsuzlara bırakılırsa ülkemizdeki köpeklerin saltanatı Hindistan’daki ineklerde olmayacak ve çok sayıdoa masum insanın ardından gözyaşı dökülecektir.