Annelerin sürekli söylediği klasik sözler vardır. “Annelerin gözünde evlatları hiç büyümez” ne bileyim “üşütme, üzerini ört, az yeme, çok yeme, ya da aç mısın, hasta mısın?” gibi soru yağmuruna ilgi yağmuruna tutarlar…
BÜYÜMEYEN ANNELER
Çocuklar artık feryat eder, isyan eder “anne ben büyüdüm çocuk değilim” diye ama büyümüyorlar. Büyümediklerini kabul etmiyorlar. Aslında anne ile çocuk arasındaki yaş farkının hiç kapanmayacağını düşününce bilimsel olarak bunu zaten açığa kavuşturuyoruz.
Bilmiyor çocuklar, yeryüzünde hiç kimse anne kadar onu düşünmeyecek, anne kadar sevemeyecek, anne kadar merak edemeyecek, anne kadar koruyamayacak. Ancak kanatları çıkıp uçmaya, güçlenmeye başladıkça bunlardan anne vazgeçecek sanıyorlar.
Vazgeçmeyecek, vazgeçmeyeceğiz. Yaş kaç olursa olsun aramızdaki yaş farkı ve annenin canından bir parça olduğu gerçeği hiçbir zaman değişmeyecek. Bunu kabul ettiğinizde hala çocuğu gibi davranacaksınız annelere. Ne derseniz, ne yaparsanız yapın ellerini çocuğu üzerinden çekmeyecek. Ta ki ölene kadar, çekmeyecekler.
Peki anneler? Onlar bizim gözümüzde büyüyorlar mı? Elbette hayır. Hiçbir zaman büyümüyorlar. Onlar hala yemeğimizi yapan, çamaşırımızı yıkayan, bizi korumaya çalışan meleklerin eli üzerimizde görüyoruz.
Maalesef büyüdüklerini, bizim eskisi gibi işlerimizi halledemeyeceğini, biz kaçtığımızda kovalayamayacaklarını, hala süper kahraman gibi yorulamayacaklarını kabul edemiyoruz.
Annesini kaybetmiş bir hastam geldi ve annesinin yaşının yetmiş olduğunu söyledi. Ne büyük bir rakamdı insanoğlu için. Sonra düşündüm annem de yetmişe merdiven dayadı. Ne kadar yaş almış annem dedim.
Bacaklarından yürüyemese de hala beni kapıya kadar yolcu ediyor, yemeğe çağırıyor, hadi pikniğe gidelim diyor. İyi misin yavrum, sesin soluğun çıkmıyor diyor. Ne kadar sıradan geliyor elinde olunca bunlar.
Hep bizi koruyup gözetecek, merak edecek, düşünecek zannediyoruz. Biz büyüyoruz onlar yaşlanmıyor sanıyoruz. Ama biz büyüdük ve onların bizim büyüdüğümüzü kabul etmediği gibi siz de yaşlandıklarını kabul etmiyor hala ele avuca sığmaz çocuklar gibi davranıyorsunuz.
Onlar yaşlandı ve artık büyüme sırası sizde. Büyümesine izin vermediğiniz anneleriniz artık çocuklarınız gibi ilgi, alaka, sevgi, şefkat ve hizmet bekliyor. Artık büyüyün ve annelerinize çocukmuşsunuz gibi davranmaktan vazgeçin.
Bu güne sığdırmamaya çalışmamamız gerekse de bugün onları mutlu edin. Fark ettiğim kadarıyla onlar hediye alınmadığı için değil, aranıp sorulmadıkları, bir telefonla dahi olsa anneler günü hatırlanmadıkları için kırılıyor. Onlara hediyeler almayın onlara zaman ayırın. Bir gün sadece onların yanında kalın mesela. Çünkü onlar için en büyük hediye sizin varlığınız, onların yanında olmaktır.
Biz büyüdük, sizler büyüdünüz ve bence artık küçük annelerinizle ilgilenme vakti. Ama bunu yaparken annesi olmayanlara ve özellikle evladı olmayanların gözüne sokmadan yapalım.
Gözümüzde hiçbir zaman büyümeyen melek yürekli annelerimizin, özellikle şehit annelerimizin anneler gününü kutla ellerinden öperim.
“CENNETİ AYAKLARININ ALTINDA OLAN GÜZEL MELEKLERİME… SEVGİLER SAYGILAR…