Sitemizde Sevgili Berkay’ın “Korgun Sevgi Evlerinde Çocuklara Unutulmaz Bir Gün” başlıklı haberini okuyunca habere konu olan Sevgi Evlerinin yapılışı daha doğrusu yapılmaması için gösterilen çabaları paylaşmak istedim.
Bugün Korgun’un Kado Tepesi olarak bilinen en güzel yerinde ve bir kartal yuvası ihtişamıyla hizmet veren Çocuk Evleri Sitesi Müdürlüğü, dönemin vali ve kaymakamlarının engellemelerine rağmen yine dönemin SHÇEK Genel Müdürü İsmail Barış ve Genel Müdürlük Yapı İşleri Daire Başkanı Zekeriya Savaş’ın kararlı tutumları, o dönem Korgun Belediye Başkanı Halil Öz’ün başta arsa temini olmak üzere, yol ve alt yapı ile ilgili işlemleri hızla yerine getirerek inşaatın hızla yapılabilmesi için her türlü kolaylığı sağlaması ile hizmete açıldı.
Şimdi diyeceksiniz ki siyasileri anladık ta vali ve kaymakamlar bu hayırlı hizmete neden engel oldular?
Bu sorunun cevabını vermeden önce hikâyeyi baştan anlatalım.
O dönem (2005-2010) SHÇEK Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev yapıyordum ve Genel Müdür İsmail Barış ile güvene dayalı iyi bir ast üst ilişkimiz vardı.
Kendisi SHÇEK’da en uzun süreli genel müdürlük yapan aktif, çalışkan, istişareye önem veren dürüst bir yönetici idi.
Bildiğim kadarıyla en çok kuruluş onun görev süresi içinde hizmete açıldı.
Yanlış hatırlamıyorsam 2007 yılında bir akşam mesai çıkışı yardımcım Yaşar Öktem ile birlikte bir müfettiş arkadaşımızın aracıyla evimize giderken yolda Genel Müdür şahsi dostlukları olan Yaşar beyi telefonla aradı.
İkili bir müddet konuştuktan sonra Yaşar bey; “Tamam sayın genel müdürüm başkanım yanımda bir de ona sorayım size silgi veririm” diyerek görüşmeyi sonlandırdı.
Bir soruşturma konusuyla ilgili bilgi almak istediğini düşünmüştüm ama Genel Müdür Yaşar beye; “Yetiştirme Yurdu, Çocuk Yuvası, Huzurevi, Engelsiz Yaşam Merkezi gibi sosyal hizmet kuruluşları yapabileceğimiz bir yer var mı bir araştır” demiş.
Ben de Çankırı’da çocuk yuvası ve Kız Yetiştirme yurdu olmadığını bildiğim için “tamam o zaman Korgun’a yapılsın” dedim.
Aslında bu teklifi yaparken kabul göreceğine dair inancım az olsa da memleketime olan vefa borcunu ödemek istemiştim.
Korgun’un Çankırı’ya çok yakın olması, Ilgaz/Kastamonu/Tosya güzergâhı üzerinde bulunması, huzurlu ve sakin bir İlçe olması nedeniyle özellikle Kız Yetiştirme Yurdu için ideal bir yer olduğunu düşünmüştüm.
Çünkü özellikle nüfusun fazla olduğu, fazla göç alan şehirlerdeki kız yetiştirme yurtlarında ciddi sorunlar yaşandığını yaptığımız soruşturmalardan biliyordum.
Yaşar bey hemen genel müdürü arayarak teklifimi iletti ve daha biz evimize gelmeden genel müdür tarafından şaşırtıcı bir hızla kabul edildi.
Sadece arsa temini gerekiyordu.
Bu sorunu Korgun Belediye Başkanı Halil beyin çözebileceğini söyledim.
Ertesi gün görüşerek durumu aktardığım Halil bey arsanın hazır olduğunu, kendisinin de her türlü kolaylığı göstereceğini söyleyince işin önünde engel kalmamıştı.
Sonrasında Yapı İşleri Dairesi teknik işlemleri tamamladı, Halil bey de arsa temini ve yereldeki formaliteleri tamamlayınca iş ihale safhasına kadar geldi.
O yıllarda SHÇEK Genel Müdürlüğü’nün İstanbul Göztepe ve Ankara Keçiören’de maddi değeri yüksek arsaları, karşılığında Genel Müdürlüğün uygun gördüğü yerlerde 70 adet; Çocuk Yuvası/Sevgi Evleri /Engelsiz Yaşam Merkezi ve Huzurevi gibi sosyal hizmet tesisleri yapılması şartıyla TOKİ’ye devredilmişti.
Dolayısıyla bu inşaatlar illerin yatırım programlarında yer almıyordu.
Zaten 70 kuruluşun yatırım programlarına alınarak birkaç yılda yapılması bütçe imkânlarını aştığı için mümkün değildi.
Bu devirle taşınmazlar tamamen kurumun hizmetlerine uygun bir şekilde değerlendirilirken, kişisel çıkar hesaplarına da alet edilmeyerek çok isabetli bir uygulama yapılmıştı.
Protokol gereği uygulama tamamen TOKİ ve SHÇEK Genel Müdürlüğü işbirliği ile gerçekleştiriliyor, ihaleleri de TOKİ yapıyordu.
İşte ilk sorun da buradan çıktı.
Dönemin Valisi bu yatırımın Korgun’a değil Çankırı Merkeze yapılmasını istediği için engellemeye kalktı.
Vali engel olunca Korgun Kaymakamı da ister istemez engelleme kervanına katıldı ve bütün yük Belediye Başkanı Halil bey ile SHÇEK Yapı İşleri Daire Başkanı Zekeriya bey’in omuzlarına bindi.
İşte böylesine olumsuz bir ortamda yapılan ihaleye kimse katılmadı.
“Çankırı’ya yatırım yapılmıyor, Çankırı ihmal ediliyor” diye sızlananlar kendilerine de para kazandıracak bir ihaleye girmediler.
Bu ne yazık ki Çankırı’ın kaderidir.
Hem Çankırı’ya yatırım yapılmıyor diye ağlarlar ve hem de yatırım imkânı ortaya çıktığında ellerini taşın altına koymazlar.
Çankırı’nın neden göç veren bir il olduğu ve neden en az milletvekili çıkartan birkaç ilden biri olduğu buradan da anlaşılmıyor mu?
Bu gelişme moralimi bozmuştu.
İlin valisi Korgun’u Sevgi Evleri/Kız Yetiştirme Yurdu yapılacak bir yer olarak görmüyordu.
Bunun objektif bir gerekçesi yoktu.
Tek neden bu yatırımın kendi bilgisi dışında yapılması ve ona övünme fırsatı verilmemesiydi.
Sadece o değil dönemin siyasileri de bilgileri dışındaki bu yatırımın Korgun’a yapılmasını istemiyorlardı.
Çankırı siyasetinde(!) ağırlığı olmayan mütevazı Korgun da nereden çıkmıştı?
Ne zamandan beri kendilerinden habersiz yatırım için yer belirleniyordu?
Bir ilde Vali’nin karşı olduğu bir şeyin yapılamayacağına dair örnekleri hatırlayınca ben de umudumu kesmiştim ki Zekeriya bey; “abi kafanı takma bu yatırım ya Korgun’a yapılacak ya da yapılmayacak, kimse bize engel olamaz, çünkü bu yatırım tamamen SHÇEK Genel müdürlüğü ile TOKİ’nin sorumluluğunda” diyerek beni yeniden umutlandırdı.
Bu arada Halil bey de ihalenin bir an önce sonuçlandırılması için çaba gösteriyordu.
Yasal sürenin dolmasıyla ikinci kez ihaleye çıkıldı ancak bu ihaleye de katılan olmadı.
Ne gariptir ki Çankırı’nın müteahhitleri Korgun’da yapılacak Sevgi evlerinin inşaatı ihalesine katılmıyorlardı.
Demek ki paraya ihtiyaçları yoktu ya da bu inşaatın mali çapı onların beklentilerini karşılamıyordu.
Anlaşılan iş güç gösterisine dönmüş, dönemin valisi Korgun’a yaptırmama kararını uygulamaya geçirmişti.
Korgun’a bir sevgi evi/yetiştirme yurdu yapılmasının kime ne zararı olabilirdi?
Şayet valinin gücü var idiyse, Çankırı’ya başka bir sosyal hizmet kuruluşu yapılmasına öncülük edebilirdi.
Oysa Çankırı’da yeterince sosyal hizmet kuruluşu vardı ve Sevgi Evlerinin Çankırı’ya yapılmasını zorunlu kılan bir gerekçe de yoktu.
Korgun’da hizmete alınacak kuruluşta elliye yakın insan çalışacak, gideniyle geleniyle, gıda/yakıt/temizlik malzemesi ihtiyaçlarıyla küçük bir ilçenin ekonomisine katkıda bulunacak ve hepsinden önemlisi memleketimizin korunma ihtiyacı olan kız çocuklarının başka illerdeki yurtlara gönderilerek aileleri ile bağlarının kopartılmasına engel olunacaktı?
Açıkça Korgun’a üvey evlat muamelesi yapılıyordu.
Bu kuruluşun Korgun’a yapılmasını önerdiğimde Genel Müdür İsmail Barış’ın arsa temini şartıyla hemen kabul etmesi ve bu kararını ilin siyasileri ve mülki amirle paylaşmaması belli ki rahatsızlık vermişti.
Vermişti ama Genel Müdür de kararlıydı.
Daha önce Gölcük’te iki dönem belediye Başkanlığı yapmış deneyimli bir bürokrattı ve bu tür güç gösterimlerine pabuç bırakacak bir karakter değildi.
Nitekim bir kez daha ihaleye çıkılmasına karar verildi.
Artık bu son şanstı.
Ya valinin dediği olacak bu yatırım Korgun’a yapılmayacak ya da Genel Müdürün dediği olacak bu yatırım tüm engelleme girişimlerine rağmen Korgun’a yapılacaktı.
Dört gözle ihalenin yapılacağı günü bekledik.
Ve nihayet Bingöl’lü bir müteahhidin ihaleyi kazandığı haberini aldığımız da engellemelerin bir işe yaramadığını gördük.
Korgun; ilkeli ve dürüst bürokratların kararlı duruşları sayesinde çok değerli bir sosyal hizmet kuruluşuna kavuştu.
İnşaat sürecinde çalışmaları yerinde izleyen Genel Müdür İsmail Barış beğenmediği montaj dolapların değişimini ve kız yetiştirme yurdunda kullanımı mümkün olmayan pisuarları kaldırılmasını sağlamıştı.
Zekeriya beyin de inşaatı titizlikle takip ederek eksiklikleri zamanında ikmal ettirdiğini biliyorum.
İhaleye katılmayanların ve engellemek isteyenlerin dedikodularına rağmen dönemin belediye başkanı Halil beyin de büyük destek verdiği yüklenici işi bitirerek binayı teslim etti ve yanılmıyorsam 2011 yılında Korgun Sevgi Evleri Hizmete açıldı.
Böyle ilginç bir hikâyesi olan Sevgi Evleri sevgili Berkay’ın haberine konu olan güzelliklerin yaşanmasına vesile oldu, olmaya da devam edecek.
Korunma ihtiyacı olan çocuklarımız için yapılan her etkinlik ve onları hatırlayan, onlara değer veren herkes çok değerlidir.
O çocuklarımız ilgiyi, sevgiyi ve şefkati fazlasıyla hak etmektedirler.
Yaklaşık 14 yıldır faaliyette olan Sevgi Evleri Korgun’un huzur ortamında hizmet verirken, engellemeye kalkanları haklı çıkaracak hiçbir sorunun yaşanmaması ne kadar isabetli bir karar verildiğini göstermektedir.
Açılışta, yapılmasına engel olanlar var mıydı bilmiyorum.
Ama orada olsa idim “hangi yüzle” geldiklerini mutlaka sorardım.
Önerimi hiç tereddüt etmeden kabul ederek çorbada benim de tuzumun bulunmasını sağlayan Genel Müdür İsmail Barış, resmi işlemleri titizlikle yürüterek inşaatın Korgun’da yapılmasını gerçekleştiren Yapı İşleri Dairesi Bakanı Zekeriya Savaş ve başta arsa temini olmak üzere her türlü çabayı ve fedakârlığı gösteren dönemin Belediye Başkanı Halil Öz’ü burada bir kez daha saygıyla anıyor, Korgun’a Sevgi Evlerini kazandıran bu değerli bürokratlara bir Korgun’lu olarak gönülden teşekkür ediyorum.
(Kayıtlara girsin düşüncesiyle yazmak istedim. Dönemin Bakanı Fatma Şahin Çankırı’ya gjderken yoğun kar yağışı nedeniyle yolda kalmasaydı Halil beyle birlikte planladığımız ve alt yapısını oluşturduğumuz; “Engelsiz Yaşam Merkezi” ile ilgili proje bakana sunulacak ve Korgun muhtemelen bir Sosyal Hizmet Kampüsüne dönüşecekti. Sonrasında o fırsat bulunamadı, siyasilerin de böyle fırsat yaratmak gibi bir dertleri olmadı. Ayaklarına kadar gelen yatırımı engellemek yerine yapılabilirliği mümkün olan projelere zaman ayırıp destek verselerdi bugün Çankırı bambaşka bir yerde olurdu.)