‘’Sultan Alaeddin Keykubat, ruhunu, saltanat otağını, tanrının rahmeti gölgesinde kurduktan ve yüzünü nimetler dolu cennetlerin bahçelerine çevirdikten sonra melik Gıyaseddin Keyhüsrev’e babasının acıklı ölümünü duyurmuşlardı.

Keyhüsrev; Devlet büyüklerinden her birine birer ulak göndererek kendi tarafını tutmaları için yanına çağırdı. Çaşniğir Şemseddin Altunbey, Pervane Kadı Şeref oğlu Taceddin, Lala Cemaleddin Ferruh, Sadeddin Köpek ve Gürcüoğlu Zahiruddevle’yi bu hususta kendisine uygun buldu. Ertesi gün sarayda kalabalık bir tarafdar kitlesi Gıyaseddin Keyhüsrev namına sadakat yemini etmek üzere toplandı. Çaşniğir Altunbey ve Lala Cemaleddin Ferruh sultanı götürüp tahtına oturttular, el öpme ve para saçma töreni yaptılar.’’
Anadolu Selçuklu Devletinin 1192-1280 yılları arasındaki dönemi hakkında temel kaynaklardan biri olan SELÇUKNAME isimli kitabın yazarı İBN-İ BİBİ’nin bizzat görüp işittiklerinden aktardığı bu hadise Lala Cemaleddin Ferruh’un, Anadolu Selçukluları döneminde Atabey ve Lala olarak üst düzey devlet hizmetinde bulunduğunu bize aktarmaktadır. Cemaleddin Ferruh; Sivas Darüşşifasında Üstadüddar olarak görev yaptıktan sonra, I. Alaeddin Keykubad ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemlerinde Çankırı Atabeyi olarak görev yaptı.
1220-1237 senelerinde hüküm süren I. Alaeddin Keykubad, kendi döneminde Anadolu topraklarının en büyük mimari ve kültürel dönüşümünü sağlayan Selçuklu sultanı olarak bilinmektedir. Anadolu Selçuklu Devletinin en parlak günlerinin yaşandığı bu dönemde Anadolu genelinde ticaret, kültür, sanat, mimari alanlarında büyük gelişimler sağlanırken, Çankırı vilayeti de bu gelişmelerden olumlu yönde payını almıştır.
Türk -İslam Medeniyeti kavramı temellerinin atıldığı bu dönemde Sultan I. Alaeddin Keykubat tarafından Çankırı Atabeyi olarak atanan Cemaleddin Ferruh, miladi 1235 senesinde Anadolu’nun dördüncü Daruşşifa’sını, 1242 senesinde Anadolu’nun ilk Daru’l-hadis’ini yaptırarak Çankırı’yı din ve fen alanında çağın zirvesine taşımak için çalıştı.
Dünya üzerinde bilinen ilk Daru’l hadis, 1170 senesinde Şam’da Sultan Nureddin Mahmut tarafından yaptırıldı.
Cemaleddin Ferruh tarafından yaptırılan Çankırı Daru’l-hadisi dünyanın ikinci, Anadolu’nun ilk Daru’l-hadisi olma özelliği ile önemini korumaktadır.
Daru’l-hadis’in kapısının üzerindeki mermer zemine yazılmış kitabesinin transkripsiyonu;
‘’Es-Sultani, Fi seneti erba’ine ve sittimie, Emer abi imarati dailhadisi ve’l makbarati el-abdüd’dai, el- muhtaç ila rahmeti Rabbihi’l-laitifi, el-Atabeg Ferruh bin Abdillah. ‘’
Transkripsiyonun Türkçe çevirisi;
‘’Bu Daru’l-hadisin ve makberenin yapılmasını Latif olan Allah’ın rahmetine muhtaç olan Atabey Abdullah oğlu Ferruh 640 yılında Sultan adına emretti.’’

Darüşşifa’nın giriş kapısının üzerinde bulunan Arapça kitabenin transkripsiyonu;
‘’Fi tarihi muharrem selase selasine ve sitte mie. Es-Sultani, Emere bi imareti hazihi darü’l meymuneti fi eyyami devleti, Es-sultan, El- Azam Alaü’d-dünya ve’d-din Ebul Feth. Keykubad-bin Keyhüsrev kayyümu emirü’l müminine ensarehu. El-abdü’l fakir el muhtaç ila rahmeti rabbih Cemalüddin Ferruhu. El-lala, El-Atabey, El-Meliki, el-vakafehü’l-lillahi.’’
Transkripsiyonun Türkçe çevirisi:
‘‘Bu mübarek Darulafiye’nin yapılmasını 633 yılı Muharrem ayında Büyük Sultan, Memleketler açan, Abbasiye Halifesinin (Emirü’l müminin) ortakçısı ve Keyhüsrev oğlu Alaü’d-din Keykubad (Allah aziz ve mansur eylesin) devletli günlerinde kulların fakiri ve Allah’ın rahmetine muhtaç azatlı kölelerinden Atabey Lala Camalüddin Ferruhu (Allah muvafık eylesin) emretti.’’
Yaklaşık sekiz asır önce inşa edilen, Taşmescit olarak da bilinen Daru’l-hadisin, Anadolu coğrafyasında İslam dininin anlaşılması için hadis ve sünnet alanında çalışmalar yaparak, ilim adamları yetiştirerek insanlığa hizmet etmiş olmasına rağmen günümüzde darüşşifa olarak tanınıyor olması doğru değildir. Darüşşifa bölümü maalesef günümüze ulaşamadı.
Tarihi ve mimari önemine istinaden tanıtımı yeterli düzeyde değildir. Çankırı Karatekin Üniversitesi bünyesinde kurulan Darülhadis İslam Araştırmaları Merkezi bu hususta atılmış en önemli adımlardan birisi oldu.
Cemaleddin Ferruh’un çağdaşı olan ilim adamlarıyla birlikte Çankırı’da Ahilik teşkilatlanmasının oluşmasına, dolayısıyla Türk-İslam Medeniyetinin şekillenmesine olan katkılarını önümüzdeki yazı dizilerinde birbiri ile bağlantılı olarak aktaracağız.