“Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.”
Türk Kahvesi Rubiaceae familyasından Coffea cinsi bir ağacın meyvesinin çekirdeklerinden elde edilir. Kökeni Sudan ve Habeşistan olan kahve ağacının yaklaşık yetmiş farklı çeşidi vardır. İsmini yetiştiği “Kaffa” bölgesinden almıştır.
İlk olarak Yemen’de üretilmiş, buradan İslam gezginleri vasıtasıyla Arabistan, İran, Mısır bölgelerine ulaşmıştır. Ticari olarak üretilmeye başlayan kahve Yemen’in Moha limanından ihraç edilmeye başlandı.
14. Yüzyıl itibariyle içecek olarak tüketilmeye başlayan kahve, Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından 16. Yüzyılda Osmanlı Devleti’ne getirilmiş, Avrupa’ya ulaşması 17. Yüzyılı bulmuştur.
1650'de, Lübnanlı bir Yahudi olan Jacobs, Oxford Üniversitesi’nde ilk kafeyi açtığında, kahve siyah akan bir sel gibi İngiltere'yi kasıp kavurdu.
1710'da Fransızlar, kahveyi kaynatmaktansa, toz haline getirilmiş kahveyi, üzerine kaynar su dökülen kumaş bir kabın içine koyarak ilk kez infüzyon metodunu kullandılar. Kısa süre içinde, tatlandırılmış "sütlü kahve" veya "kahveli sütün de zevkini keşfettiler. Marquise de Sevigne, kahvenin bu türünü "dünyadaki en güzel şey" olarak tanımladı ve birçok Fransız vatandaşı cafe au lait (sütlü kahve)'yi özellikle kahvaltıda içtiler.
Kahve bitkisinin Türkiye’de yetişmemesine rağmen kendilerine has pişirme ve servis yöntemleriyle Türklere özel bir kahve kültürü oluşmuş, “Türk Kahvesi” olarak ünlenmiştir.
Türkler hatırlı misafirlerine ikram ettikleri kahveyi hazırlamak için; Kahve öğütme değirmeni, bakır cezve, 50-70 mililitre kapasiteli özel fincanlar ve servis tepsilerine de sanatsal Türk motifleri işlenmiştir. Közde ağır ağır kavrulan kahve çekirdekleri ince taneler halinde öğütülerek oda sıcaklığındaki suyu bakır cezveye koyup, iki çay kaşığı kahve ile közde pişirilir. Bol köpüklü olmasına özen gösterilir. Yanında su ile servis edilir. Su kahveden önce içilerek tadının başka bir yiyecekle karışmaması sağlanır.
Türk Kahvesi, gün içerisinde sabah ve öğlen öğünleri arasında içilir. Kahvaltı kelimesi de kahve öncesi yenilen öğünü belirtmektedir. Ayrıca, Türk toplumlarında “Kahvehane” kültürünün oluşmasını sağlamıştır.
Hafif kavrulmuş Türk kahvesinde 50, orta kavrulmuş kahvede 59, çok kavrulmuş kahvede 65 farklı tat ve koku maddesi bulunmaktadır.
2013 yılında UNESCO Somut olmayan kültürel miras listesinde yerini alırken, kararın tescillendiği 5 Aralık tarihi “Dünya Türk Kahvesi Günü” olarak kutlanmaktadır.
Bugün bir fincan Türk kahvesi içmenizi, kahve bahanesiyle hatırlı sohbetler yapmanızı öneririm. 😊