İsraf, gereksiz ve ölçüsüz harcamaktır.

Biz her ne kadar israfı, 
Suyun fazla akıtılması, ekmek kırıntılarının çöpe atılması olarak 
Görüyorsak da asıl israf gereksiz ve yersiz harcanan her şey için 
Söylenebilir.

En büyük israf ekmek ve su üzerinden değildir. Ekmek ve su, 
İsrafı da değerlendirilen nimetlerdir. Ekmek atıldığında kuşlara, 
Kedilere, köpeklere yem olur bu bir tür israftan kurtulmuş olabilir. 
Su ne kadar dökülürse dökülsün, denizlerde tekrar buharlaşıp 
Su olarak gelebilir.

İhtimal de olsa insanın ömrü israf edildiğinde geri dönüşümü 
Yok, en büyük israf hayat israfıdır ve en büyük israf sağlık israfıdır. 
Yine en büyük israf iman nimetinin israfıdır, en büyük israf ilim 
Israrıdır.

 Allah’ın verdiği ilmi gereksiz yere, boş yere harcamak ve 
Kullanmamak israftır. Allah neyi nimet olarak kuluna lütfetmişse 
O muhakkak gerekli ve dengeli bir şekilde, kullanılmalıdır. 

Yüce Rabbim biz Müslümanlara paramızı harcarken israf etmememizi ve bununla birlikte çevremizdeki fakir ve yoksulları da görüp gözetmemizi imkânlar ölçüsünde onlara da yardım elimizi 
Uzatmamızı bunun yanı sırada cimri de olmamayı.
 İkisinin ortasında bir yol tutturmayı emretmektedir.

Çocukluğumda sofradaki ekmek kırıntıları çöpe dökülmesin diye ailece 
Özen gösterirdik halen ailemde bu gelenek devam etmektedir. Büyüklerimiz bizlere bıkmadan usanmadan hemen her soframızda 
ısrarla bize söyledikleri “Ekmek kırıntılarını yiyin ki kazancınız 
Bereketli olsun” oysa şimdi tüketimin kışkırtıldığı bir dönemde 
Yaşıyoruz.

Eskiden gereksiz harcamaları paramız yettiği kadar yapardık, 
Şimdi kredi kartlarını neredeyse son limitine kadar olmayan paramızı harcıyor ödemesi geldiğinde zorlanarak ödüyor ya da ödeyemiyoruz bu bile israf sayılmaz mı? Sonuçta bundan ceplerimizde gönüllerimizde zararlı çıkıyor.
Hatırladığım kadarı ile annelerimiz bayat ekmeklerden tatlılar 
ve ekmekleri bıçakla doğrayıp üzerine et suyu ile domatesli varsa kıymalı baharatlı soğanlı yumurtalı sos olarak “papara dediğimiz yemekler yapılırdı “ bizim evde zaman, zaman bayat ekmek 
Oluştuğunda halen yaparız çok da güzel bir yemek olmaktadır.
Ders çalışırken bile müsvedde kâğıtlarımız vardı, ya saman 
Kâğıdı ya da bir tarafı yazılmış kâğıtlar kullanılırdı.
Canımız sıkıldığında kendimizi alışveriş merkezlerine değil dost meclislerine atardık, evlerimizde acil kullanılan eşyaların dışında 
Fazla eşyamız olmazdı. 

Şimdi düşünüyorum da bizi böyle tutumlu olmaya sevk eden acaba çok basit şekilde yokluk muydu? 
Alışkanlık mıydı? İnanç Kültürü müydü? Her türlü israftan bizi 
Sakındıran şey tüketim ahlakımaydı?
Bugün ki yaşamımızda tüketim alışkınlıklarımız oldukça 
Farklı durumla karşı karşıyadır. 

Mutfaklarda ki halimiz içler acısı. Artan yemekleri bizler gibi olan israfa duyarlı aileler hariç, neredeyse bir dahaki öğün de kimse yemek istemiyor. 
Gerekçesiyle çöpe dökülebiliyor. İndirimlerden yararlanarak alınan onlarca eşya neredeyse hiç kullanılmadan dolaplarımızda istif edilmiş durumda.
Çocukluğumu Gençliğimi daha dün gibi hatırlıyorum 
Gerçekten de günler aylar yıllar su gibi akıp geçiyor birde 
Bakmışım ki yaş 75 olmuş ve yaşlanmışız hayatta değişmez 
Kural bu aksini iddia eden olamaz. 

Bir düşünür derki “Hayat dediğin bir çay insan ise sadece bir şeker karıştırdıkça hayattan tat aldığını sanırsın, oysa Hayatın seni erittiğini çay bitince anlarsın!”
Bayramlar, dargınlıkların unutulduğu, küslerin barıştığı, kardeşçe kucaklaştıkları günlerdir. Kurban Bayramınız mübarek olsun!
Hoşça kalın Dostça kalın ama gönül kapınızı asla kapatmayın

                 TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Şairi
                          Çankırılı Yazar Necati ÜLKER