Türkiye’de HIV ve AIDS vakaları, son yıllarda ciddi bir artış gösterdi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, 2012 yılından bu yana HIV olgularının 4 kat arttığını belirtti. Prof. Dr. Taşova, HIV’in sadece yüzde 15-16’sının yabancı uyruklu kişilerden bulaştığını, geri kalan kısmının ise ülkemizdeki yerli vakalarla yayıldığını söyledi. Türkiye’de şu anda yaklaşık 40 bin HIV pozitif hasta bulunuyor ve bunların 2 bin 300’ü AIDS hastası. Vakaların yüzde 80’i erkek, yüzde 15-16’sı ise yabancı uyruklu kişiler.

HIV, genellikle cinsel yolla ve kan yoluyla bulaşan bir virüs olup, tedavi edilmezse AIDS’e yol açabiliyor. Ancak erken tespit ve tedavi ile HIV ile yaşayan bireyler, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebiliyorlar. Prof. Dr. Taşova, pandemi döneminin HIV tanılarının geç yapılmasına yol açtığını belirtti ve şimdi bu vakaların daha fazla görüldüğünü ifade etti. HIV pozitif kişilerin tedavi edilmemesi durumunda virüsü başkalarına bulaştırabileceklerini belirten uzmanlar, HIV’in sessiz bir salgın haline geldiğini ve bu salgının farkına varılması gerektiğini vurguladı.

Son yıllarda, özellikle uyuşturucu kullanımının artışıyla birlikte HIV vakalarında bir artış gözlendi. 15 yaşından itibaren 40 yaşına kadar birçok kişide HIV tespit edilirken, 60 yaşın altındaki vakalarda artış yaşanıyor. Prof. Dr. Taşova, bu durumun toplumda büyük bir sağlık sorunu haline geldiğini ve HIV testi yapılmasının önemini anlattı. HIV testi, basit bir elisa testiyle yapılabiliyor ve bu test, hayat kurtarıcı olabiliyor. Ayrıca, HIV tedavisi, devlet sağlık sisteminin tamamen karşıladığı bir tedavi süreci sunuyor.

Bir diğer önemli konu ise, HIV’in anneden bebeğe geçişi. Eğer anne HIV pozitifse ve tedavi edilmemişse, doğum sırasında ya da emzirme sırasında bebeğe bulaşabilir. Bu nedenle, hamilelerin mutlaka HIV açısından kontrol edilmesi gerektiği belirtiliyor. Prof. Dr. Taşova, HIV’in farkında olmayan kişilerin varlığının ciddi bir sorun oluşturduğunu, bu kişilerin tespit edilip tedavi edilmesinin kritik olduğunu ifade etti. HIV virüsü, tedavi edilmediğinde AIDS’e yol açar ve tedavi edilmeyen AIDS hastaları, yaşamını kaybedebilir.

Tedavi süreci, HIV’in ölümcül etkilerinden korunmak için büyük önem taşıyor. Bu tedavi, devlet tarafından ücretsiz olarak sunuluyor ve HIV pozitif kişilerin tedavi sürecinde yaşam kaliteleri önemli ölçüde iyileşiyor. Prof. Dr. Taşova, HIV ve AIDS konusunda toplumda farkındalık yaratmanın, bu hastalıkla mücadelede en önemli adımlardan biri olduğunu belirtti.

Acil Sağlık Haftası’nda Tüm Sağlık Çalışanlarına Teşekkür Acil Sağlık Haftası’nda Tüm Sağlık Çalışanlarına Teşekkür

Kaynak: İhlas Haber Ajansı