ÖZEL HABER/Selçuklu Dönemi’nin Çankırı’daki en önemli eserlerinden biri olan Taş Mescit, 13. yüzyıldan günümüze ulaşan eşsiz bir tarih mirası olarak kentin kültürel hafızasında özel bir yere sahip. Çankırı Haber.net’e özel hazırlanan video anlatımda, yapının tarihsel süreci ve mimari özellikleri detaylarıyla aktarılıyor.
Taş Mescit, 1235 yılında Atabey Cemaleddin Ferruh tarafından şifahane olarak inşa edildi. Yapı, 1242–1243 yıllarında önüne eklenen Darülhadis ile birlikte dönemin hem sağlık hem de ilim merkezlerinden biri hâline geldi. Bu yönüyle Taş Mescit, Selçuklu Devleti’nin ilme ve sağlığa verdiği önemi yansıtan nadir yapılardan biri olarak öne çıkıyor.
Günümüze, mescit bölümü ile Cemaleddin Ferruh’un türbesinin bulunduğu Darülhadis kısmı sağlam şekilde ulaşırken, şifahane bölümü zaman içerisinde yok oldu. Buna rağmen ayakta kalan bölümler, yapının tarihî kimliğini ve mimari değerini korumaya devam ediyor.
Kesme taştan inşa edilen Darülhadis, iki katlı yapısı ve köşe kulesiyle dikkat çekiyor. Yapıyı benzerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri ise üzerindeki figürlü taş süslemeler. Taş Mescit’te yer alan birbirine dolanan iki ejder (yılan) kabartması, günümüzde tıp sembolü olarak bilinirken; kupa etrafına sarılmış yılan figürü ise eczacılığın simgesi olarak kabul ediliyor. Bu detaylar, yapının şifahane kimliğini güçlü biçimde yansıtıyor.
Tarih boyunca farklı işlevler üstlenen Taş Mescit’in, bir dönem Mevlevihane olarak da kullanıldığı biliniyor. Mimari detayları, taş işçiliği ve taşıdığı sembollerle Taş Mescit, geçmişten bugüne ilim, sağlık ve inancın izlerini taşıyan önemli bir yapı olarak değerini koruyor.
Çankırı Haber.net’e özel video anlatımda ele alınan Taş Mescit, Çankırı’nın Selçuklu mirasını günümüze taşıyan en önemli eserler arasında yer alıyor.




