Yumurta sadece kahvaltılık değil, aynı zamanda sanayi için stratejik bir hammadde. Yumurta Üreticileri Ürünleri Sanayicileri Derneği (YÜSAD) Başkanı Metin Akman, yumurtanın yalnızca beyazı ve sarısıyla değil; tozu, pastörize sıvısı ve kabuğuyla da katma değer yarattığını vurguladı.
Akman’a göre, hayvansal protein kaynakları arasında anne sütüne en yakın besin olan yumurta, fonksiyonel özellikleriyle gıda sanayisinde önemli bir rol oynuyor. Kabarma, yapıştırma ve kıvam verme özellikleri sayesinde; köfte, kek, krema, çikolata ve tatlı gibi birçok üründe temel bileşen olarak kullanılıyor. Ayrıca karbon ayak izi düşük ve ekonomik erişilebilirliği yüksek olan yumurta, sürdürülebilir gıda sistemlerinde önemli bir aktör olarak öne çıkıyor.
Türkiye’nin yumurta üretiminde dünya sıralamasında ilk 10’da yer almasına rağmen, sanayiye entegrasyon açısından ilk 50 ülke arasında bile bulunmadığını belirten Akman, “Üretimimiz güçlü ama sanayileşmede zayıfız” uyarısında bulundu. Gelişmiş ülkelerde üretilen yumurtaların %25-30’u sanayiye kazandırılırken, bu oran Türkiye’de henüz %8 seviyesinde.
Yumurtanın kırıldığı andan itibaren sanayisinin başladığını hatırlatan Akman, pastörize sıvı yumurta ve yumurta tozunun lisanslı depoculuk sistemine alınabileceğini, bu sayede raf ömrünün 1-2 yıla kadar uzatılabileceğini belirtti. Bu da arz-talep dengesinin kurulmasına ve çiftçilerin refahının artmasına katkı sağlayabilir.
Yumurta kabuğu da sanayide altın değerinde. Polipropilen dolgu maddesi olarak kullanılan kabuk, boya ve inşaat sanayilerinde değerlendiriliyor. Ayrıca asidik toprakların pH’ını düzenlemede, gübre ve yem olarak da kullanılması mümkün. Haşlanmış yumurta zarından kolajen elde edilmesi ise bu alandaki potansiyelin ne kadar büyük olduğunu ortaya koyuyor.
Sanayiye kazandırılan bir yumurtanın değerinin 1 liradan 4 liraya kadar çıktığını vurgulayan Akman, “Türkiye’de büyük bir potansiyel var, yeter ki bu alana yatırım yapılsın” dedi.
