Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında, sosyal medya paylaşımlarında halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği gerekçesiyle açılan davada karar çıktı. İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi, Özdağ’ı “zincirleme şekilde halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçundan 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezasına çarptırdı. Ancak mahkeme, Özdağ’ın tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak tahliyesine karar verdi.
Silivri Cezaevi'nde görülen duruşmaya Ümit Özdağ, avukatları, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, çok sayıda Zafer Partili ve milletvekilleri katıldı. Duruşmada alınan son savunmaların ardından mahkeme, Özdağ’a yönelik suçlamaların sabit olduğunu belirtti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Özdağ'ın sosyal medya hesaplarından yaptığı 34 ayrı paylaşım incelendi. Bu paylaşımların, kamu kurumları tarafından yalanlanmasına rağmen toplumda ayrımcılığı körüklediği ve halkın bir kesimini diğerine karşı kin ve düşmanlığa teşvik ettiği vurgulandı. Ayrıca, Kayseri’de 30 Haziran - 3 Temmuz 2024 tarihleri arasında yaşanan olaylarda 25 polis ve 1 itfaiye görevlisinin yaralanmasının arkasında Özdağ’ın ifadelerinin etkili olduğu iddia edildi.
İddianamede önemli bir detay da “Ambargotv” adlı sosyal medya hesabının yöneticisi Ramin Saeidi’nin ifadesi oldu. Saeidi, Özdağ’dan doğrudan talimat aldığını, videoların kurgu ve edit işlemlerini yaparak, onay alındıktan sonra sosyal medyada paylaştığını söyledi. Bu ifadeler de dava dosyasına delil olarak eklendi.
Savcılık, Özdağ hakkında 1 yıl 10 aydan 7 yıl 10 aya kadar hapis cezası istemişti. Mahkeme cezada alt sınırı aşarak 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezasına hükmetti. Ancak, Özdağ’ın tutukluluk süresi dikkate alınarak tahliyesine karar verildi.
Kararın ardından açıklama yapan Özdağ’ın avukatları, cezayı temyiz edeceklerini belirtti. Zafer Partisi yetkilileri ise kararı siyasi bir baskı aracı olarak nitelendirerek tepki gösterdi.
Bu davayla birlikte sosyal medyada yapılan siyasi paylaşımların cezai sorumluluğu yeniden gündeme gelirken, kamuoyunda ifade özgürlüğü ve nefret söylemi arasındaki sınır da tartışılmaya başlandı.
