Kastamonu’nun İhsangazi ilçesinde, çiftçiler 12 bin yıllık geçmişe sahip siyez buğdayından geleneksel yöntemlerle bulgur üretimine devam ediyor. “Hitit buğdayı” olarak da bilinen siyez, genetiği değişmeden günümüze kadar ulaşmış nadir buğday türlerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Siyez buğdayının hasadının ardından çiftçiler, bu değerli ürünü katma değerli bir ürün hâline getirmek için mesai başlatıyor. Öncelikle buğday taneleri saatlerce kaynatılıyor ve ardından güneş altında doğal olarak kurutuluyor. Kuruma işleminin yavaş ve doğal ortamda gerçekleşmesi, bulgurun kalitesini doğrudan etkiliyor. Kuruyan taneler daha sonra taş değirmenlerde kabuklarından ayrılıyor ve yarma işleminden geçirilerek bulgur hâline geliyor. Son olarak tekrar güneşte kurutulan siyez bulgurları, tüketime hazır hâle geliyor.
İhsangazi’de siyez üretimi yapan genç çiftçi Yasin Ciğerci, geleneksel yöntemi sürdürmenin önemine değinerek, “12 bin yıllık siyez buğdayımızdan geleneksel yöntemlerle bulgur yapıyoruz. Atalarımız bize güzel bir emanet bıraktı ve biz de ona sahip çıkıyoruz. Siyez buğdayımızı kaynatıp güneşte kurutarak taş değirmende bulgur hâline getiriyoruz. Bu süreç, aceleye gelmez; doğal ve yavaş ilerler” dedi.
Çiftçiler, ürettikleri siyez bulgurunu restoranlara, işletmelere ve internet üzerinden satışa sunarak hem geleneksel tarımı yaşatıyor hem de geçimlerini sağlıyor. Kastamonu’nun İhsangazi ilçesi, siyez bulguru üretimiyle kültürel mirasını ve tarımsal geleneğini geleceğe taşıyor.
