Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Çankırı Temsilciliği, 1 Mayıs İşçi Bayramı öncesinde yaptığı yazılı açıklamada, emekçilerin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal yıkımı rakamlarla gözler önüne serdi. “Bu yıl 1 Mayıs, bayram olmaktan daha uzaktadır” ifadelerine yer verilen bildiride, Türkiye’nin emeği değersizleştiren politikalar nedeniyle derin bir yoksulluk girdabına sürüklendiği vurgulandı.

Eğitim-İş Çankırı Şube Başkanı Murat Şamasas imzasıyla yapılan açıklamada, iktidarın yanlış ekonomi politikalarının bedelini emekçilerin ödediği belirtilerek, “Şahlanan ekonomide işçiye düşen zam, zulüm ve yoksulluktur” denildi. Orta sınıfın neredeyse yok olduğuna, çalışanların büyük çoğunluğunun asgari ücrete mahkûm edildiğine dikkat çekildi.

Gazze İçin Harçlıklarını Biriktirdiler! Çankırı’da Duygulandıran Bağış Gazze İçin Harçlıklarını Biriktirdiler! Çankırı’da Duygulandıran Bağış

TÜİK verilerine göre, çalışabilir yaşta olan yaklaşık 66 milyon kişinin sadece 35 milyonu iş gücüne dahil olabiliyor. Kadınların cinsiyetçi iş bölümü nedeniyle emek piyasasında yeterince yer alamadığına değinilen açıklamada, geniş tanımlı işsizlik oranının %26,7’ye çıktığı, iş bulma ümidini kaybedenlerin sayısının bir yılda 2 milyonun üzerine çıktığı bilgisi paylaşıldı.

“Ne eğitimde ne istihdamda” olan gençlerin sayısının ise 15-24 yaş arasında 2,6 milyon, 15-29 yaş arasında ise yaklaşık 4,7 milyon olduğu vurgulandı. Bu oranlarla Türkiye, OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. Kayıt dışı istihdam oranında ise Türkiye %27,3 ile Avrupa lideri konumunda.

Açıklamada, mevcut asgari ücretin TÜİK'in manipüle edilmiş enflasyon verileriyle belirlendiği ifade edilerek, gerçek hayat pahalılığı karşısında alım gücünün her geçen gün düştüğü belirtildi. “Birleşik Kamu-İş’in yoksulluk sınırına göre, bir emekçi 1 saatlik çalışmayla artık sadece 10 ekmek alabiliyor” denilen bildiride, bu rakamın 2014’te 145 ekmek olduğu hatırlatıldı.

Eğitim emekçilerinin de bu tablo içinde ezildiğini vurgulayan Eğitim-İş, öğretmenlerin geçinemediğini, borçla yaşadığını, liyakatsiz yöneticilerin baskısıyla görev yaptığını ve sözleşmeli-ücretli-kadrolu ayrımıyla parçalandığını ifade etti. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) bu ayrımcılığı derinleştirdiği vurgulandı.

Son olarak, sendikalaşma oranlarına da değinilen açıklamada, Türkiye’de 16 milyon işçinin sadece %14’ünün, özel sektörde ise sadece %7’sinin sendikalı olduğuna dikkat çekildi. Emekçilerin örgütlenme haklarının sistemli olarak engellendiği ifade edildi.

Açıklama, “Bu böyle devam edemez!” ifadesiyle sonlandırılırken, Eğitim-İş Çankırı Temsilciliği, tüm eğitim emekçilerini mücadeleye ve birlikte hareket etmeye çağırdı: “Gelin, safları sıklaştıralım. Haksızlık karşısında susmayan öğrencilerimize öğrettiğimiz gibi, bugün biz de konuşalım!”


Kaynak: Haber Merkezi