ÖZEL HABER/ Çankırı’da sonbahar aylarının gelmesiyle birlikte kış hazırlıkları da başladı. Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi Çankırı’da da kış sofralarının vazgeçilmezlerinden biri olan tarhana, bu yıl da usulüyle yapılıyor. Ilgazlı Şahander Tozlu, geleneksel tarhana yapımını anlatarak geçmişten bugüne taşınan bu kültürel mirası yaşattıklarını söyledi.
Tarhana yapımının sabır isteyen bir süreç olduğuna dikkat çeken Tozlu,
“Bugün Ilgaz’ımıza has tarhanamızı yapıyoruz. Un, domates, biber ve yağlı yoğurtla tarhanamızı hazırlarız. Malzemelerimizi karıştırıp yoğururuz. Daha sonra yaklaşık on beş yirmi gün bekletiriz. Ardından tahranamızı döker, güneşte kuruturuz. Kış boyunca hem ailemiz için hem de misafirlerimiz için sofralarımızda hazır olur. Eğer eşimiz dostumuz yapamazsa, onlara da yardım eder, tarhana yaparız.” sözleriyle geleneğin dayanışma yönünü anlattı.
Ramazan sofralarında da tarhananın önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Tozlu,
“Ilgaz’ın olmazsa olmazıdır tarhana. Ramazan’da her akşam sofralarımızda yerini alır. Sıcak sıcak getiririz. Bol bol misafir davet ederiz. Tarhana çorbası, hem bereketiyle hem de sağlığa olan faydasıyla sofralarımızın baş tacıdır. Ayrıca ölenlerimizin ruhuna da faydası olduğuna inanırız.” dedi.
Çankırı’da tarhana yapımı, yalnızca bir gıda hazırlığı değil, aynı zamanda kültürel bir gelenek olarak görülüyor. Kadınların bir araya gelerek yaptıkları bu geleneksel yöntem, aile bağlarını güçlendirirken toplumsal dayanışmayı da artırıyor.
Besin değeri yüksek olan tarhana, kış aylarında hastalıklara karşı da koruyucu özelliğiyle biliniyor. Yoğurt ve sebzelerden gelen vitamin ve mineraller sayesinde çocuklardan yaşlılara kadar herkes için faydalı bir besin kaynağı oluyor.
Çankırı’nın her yerinde sürdürülen tarhana geleneği, yalnızca bugünün sofralarına değil, geçmişten geleceğe taşınan bir kültürel değer olarak da önemini koruyor.
