Çankırı Eğitim-Bir-Sen, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörlüğü’nü hukuka uymamak ve sendika üyelerine mobbing uygulamakla suçladı. “Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Hukuka Uymalı, Üyelerimize Yönelik Mobbingden Vazgeçmelidir” başlıklı bu açıklama, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Sendika, üniversite yönetiminin çalışanlara baskı uyguladığını ve hukuka aykırı uygulamalar gerçekleştirdiğini öne sürerek, yetkilileri bu duruma müdahale etmeye çağırdı. Açıklamada, akademik personelin huzursuz olduğu ve bazı çalışanların keyfi uygulamalarla karşı karşıya kaldığı iddia edildi.
Bu suçlamaların ardından Çankırı Karatekin Üniversitesi yönetimi, resmi bir açıklama yaparak iddiaları kesin bir dille yalanladı. Üniversite, söz konusu ifadelerin gerçeği yansıtmadığını, eğitim ve yönetim süreçlerinde hukuka uygun hareket ettiklerini vurguladı.
Çankırı Karatekin Üniversitesi’nden yapılan açıklama şu şekilde:
“Çankırı Karatekin Üniversitesi geçtiğimiz haftalarda Çankırı Eğitim-Bir-Sen “Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Hukuka Uymalı, Üyelerimize Yönelik Mobbingden Vazgeçmelidir” başlıklı yayınladığı açıklamada sonrasında Çankırı Karatekin Üniversitesinden bu açıklamayı yanlış ve gerçeği yansıtmadığını belirten bir cevap yayınlandı.
Eğitimciler Birliği Sendikası’nın (Eğitim-Bir-Sen) “Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Hukuka Uymalı, Üyelerimize Yönelik Mobbingden Vazgeçmelidir” başlığı ile sitesinde yer alan açıklamalara ve muhtelif zamanlarda bazı internet medya platformlarında dillendirilen iddialara yönelik kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacına gerek duyulmuştur.Şöyle ki;
1- Çankırı Eğitim-Bir-Sen temsilciliği, Türkiye genelindeki genel merkezine ait basın açıklaması metni dışında Üniversiteleri töhmet altında bırakan bazı talihsiz açıklamalar yapmıştır. İfade özgürlüğü Anayasal bir hak olmakla beraber başkalarının haklarının ortadan kaldırılmasına imkân vermemekte, kişilerin ve kurumların toplum içindeki saygınlıklarını sarsabilecek nitelikteki davranışları kapsamamaktadır.
2- Üniversitemizde görev yapan birçok personel korsan bildiriyi eleştirerek sendikaya tepki amacıyla istifa etmişlerdir. Kamu görevlilerinin dilediği sendikaya serbestçe üye olma hakkı olduğu gibi üye olduğu sendikadan istifa etmesi de kişiye özgü anayasal bir haktır. Personellerin sendikadan istifaya zorlandığına dair açıklamalar soyut bir iddiadan, kamuoyunu yanıltmaktan ve yanlışları örtbas etmekten ibarettir.
3- İlgili sendikanın üyesi olan personellerin sürüldüğüne yönelik iddialar ise akıl ve mantık dışı olduğu gibi bir o kadar da hırs içermektedir.
4- Kendisi Ilgazlı olup, daha önce de Ilgaz‘da görevli olan Yüksekokul Sekreteri kamu yararı ve hizmet gerekleri düşünülerek merkeze atanmış, şimdi ise aynı hassasiyetle ilçede hizmetine ihtiyaç duyulduğu için tekrar Ilgaz`da ki Yüksekokulumuza atanmıştır. Sürgün denilen yer ilgilinin daha önce canla başla gittiği ve faaliyet gösterdiği yerdir. Ayrıca Ilgaz ilçemiz türkülere konu olmuş, güzelliği dillere destan olmuş, konumu itibariyle merkezi ve uğrak bir yerdir. Böylesi bir ilçemizi sürgün yeri olarak görmek ve göstermek Ilgazlıların hakkına girmektir.
5- Daha önce de Kurumun ihtiyaçlarına binaen bu şekilde görevlendirmeler yapılmış, ama hiçbirinde kamuoyunu huzursuz edici ve yanıltıcı tavır sergilenmemiştir.
6- Kurumumuzda zaman zaman kadro, görev, iş yoğunluğu ve performans hedefleri doğrultusunda yer değişiklikleri makul süreler içerisinde yapılmaktadır.
7- Ataması yapılan personelin Eğitim-Bir-Sen Üniversite Temsilciliği Yönetiminde yer alması mevzuata aykırılık oluşturmamaktadır. Mezkûr mevzuat, kamu işvereninin işyeri değişikliği yetkisini tamamen ortadan kaldırmadığı gibi söz konusu sendikanın Üniversitemizde faaliyet gösteren temsilciliği yeterli üye sayısına ulaşmadığı için şube vasfında da değildir. Ataması yapılan personel, Eğitim-Bir-Sen Çankırı Şube yönetiminde de yer almamaktadır. İddia edildiği gibi sendika şube yöneticilerinin yer değişikliği gibi bir durum da söz konusu değildir.
8- Yakın zamanda Üniversitemizde yer değişikliği, atama ve görevlendirme ile ilgili 10` a yakın personelimiz sürece dahil edilmiştir. Söz konusu edilen personellerimizden sadece 3’ü Eğitim Bir Sen üyesidir. Yapılan atamalarda ve görevlendirmelerde önceliğimiz liyakat, nitelik ve kurumsal aidiyettir. Ne ötekileştirme ne de ayrımcılık olaylarına asla tevessül edilmemiştir.
Kaldı ki basın açıklamasına daire başkanları, şube müdürleri ve fakülte sekreterlerimiz de katılmış olup, onlarla ilgili herhangi bir işlemin söz konusu olmadığını da belirtmek gerekir.
9- Daha önce bazı yerel basın kuruluşlarında paylaşılan ve Üniversitemizdeki görevlendirmelerin hukuksuz olduğu iddiasıyla kuruma karşı açılan davaların hiçbirisi aleyhte sonuçlanmamıştır. Anayasa ve ilgili mevzuat gereğince idari işlemlere karşı hukuk yolları açık olup tesis edilen işlemlerin hukuka aykırılık iddiası ile dava konusu yapılabileceği seçeneği dururken algı oluşturucu ve yanıltıcı iddialarla kurumların yıpratılması ve kişilerin zan altında bırakılması doğru değildir.
Netice itibariyle; sendika tarafından yapılan açıklamada iddia edildiği gibi insanlara baskı, mobbing ve zorla istifa ettirme gibi iddiaların karşılığı olmayıp işlemler mevzuat doğrultusunda, hizmet gerekleri ve kamu yararı gözetilerek tesis edilmiştir. Akademik duruşumuz her türlü vesayete karşıdır.” İfadelerine yer verildi.