TFF Son Noktayı Koydu: Çankırı – Çubukspor Maçının Buluşma Noktası Değişti! TFF Son Noktayı Koydu: Çankırı – Çubukspor Maçının Buluşma Noktası Değişti!

ÖZEL HABER/ÇANKIRI – 2023 yılında YÖK tarafından "Tuz ve Tuz Temelli Stratejik Ürünler" alanında ihtisas üniversitesi ilan edilen Çankırı Karatekin Üniversitesi, bu önemli unvana rağmen yerel kalkınma hedefleriyle ne ölçüde örtüşen adımlar attığı konusunda ciddi tartışmalarla karşı karşıya. Özellikle üniversitenin Haloterapi Merkezi projesi, kamuoyunda büyük bir soru işareti oluşturuyor. Çünkü bu merkez, speleoterapi (tuz mağarasında doğal ortamlarda yapılan tedavi) modeline hem alternatif hem de ciddi bir rakip olarak görülüyor.

Speleoterapi: Çankırı’nın Doğal Avantajı

Çankırı'nın tuz madenleri, dünyada sayılı örneği bulunan doğal speleoterapi merkezlerine ev sahipliği yapabilecek nitelikte. Nitekim geçmiş yıllarda yerel yönetimler ve gönüllü sağlık gruplarıyla birlikte düzenlenen programlarda KOAH, astım, bronşit ve alerjik rahatsızlıkları olan hastaların maden içi rehabilitasyon uygulamalarından olumlu sonuçlar aldığı bilimsel gözlemlerle de desteklenmişti.

Doğal tuz ortamında yapılan speleoterapi, hem maliyeti düşük hem de Çankırı’nın turizm potansiyelini doğrudan destekleyen bir model sunuyor. Ancak üniversite yönetimi bu doğal değeri geliştirmek yerine, kapalı ortamda inşa edilecek Haloterapi Merkezi’ne yatırım yapmayı tercih etti.

Çakü’nün Tuz Vizyonu Gerçekten Halkın Mı

Haloterapi: Bilimsel Bir Alternatif mi, Yön Sapması mı?

Haloterapi merkezleri, yapay olarak oluşturulan tuz odalarında kontrollü tedavi ortamı sunmayı hedefliyor. Ancak bu sistemler hem yatırım hem de işletme açısından maliyetli olmakla birlikte, doğallıktan uzak yapay ortamlar oluşturdukları için speleoterapinin klinik başarısının gerisinde kalıyor. Avrupa'daki birçok sağlık kuruluşu dahi speleoterapiyi desteklerken, Haloterapi’nin uzun vadeli etkinliği hâlâ tartışmalı.

Kalkınma Amacına Aykırı mı?

Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin yer altındaki doğal tuz madenlerini değerlendirmek yerine, kapalı mekânlarda Haloterapi Merkezi kurma tercihi, kalkınma perspektifinden uzak ve doğrudan rekabet yaratıcı bir strateji olarak değerlendiriliyor. Bu strateji, var olan doğal avantajları kullanmak yerine yüksek maliyetli ve sınırlı etkiye sahip çözümlere yönelmek anlamına geliyor.

Üstelik Çankırı’da speleoterapi uygulamalarıyla halihazırda yerli ve yabancı hasta kabul edilebilecek bir ortam varken, üniversitenin yapay bir merkezle bu alana girmesi, mevcut girişimcilerle doğrudan rekabet anlamına geliyor. Bu durum, hem yerel işletmeleri hem de üniversitenin tarafsızlığını tartışmalı hale getiriyor.

Eleştiri: İhtisaslaşma Kimin İçin?

Uzmanlar, üniversitenin “ihtisas üniversitesi” kimliğinin yerel ekonomiye ve doğal kaynakların etkin kullanılmasına hizmet etmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak Haloterapi Merkezi gibi projeler, bu vizyonun yalnızca laboratuvarlara hapsolduğu, sahaya inmediği ve halkla bütünleşmediği eleştirilerini artırıyor.

Çözüm: Maden İçinde Rehabilitasyon Merkezleri

Uzmanların önerisi net: Haloterapi için milyarlarca lira harcamak yerine, Çankırı'nın doğal tuz madenlerinde uygun fiziksel koşullar oluşturularak doğal speleoterapi merkezleri kurulmalı. Böylece hem kalkınma odaklı bir sağlık turizmi hamlesi başlatılmış olur hem de üniversitenin tuz ihtisası sahaya yansıtılmış olur.

Sonuç:

Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin Haloterapi Merkezi projesi, kâğıt üstünde modern ve iddialı bir yatırım gibi görünse de, yerel kalkınma hedeflerinden saparak hem doğal avantajları geri plana itiyor hem de ekonomik olarak sürdürülemez bir yola giriyor. Üniversitenin asli görevi, şehre ve bölgeye bilimsel önderlik yapmaksa, bu yol haritasının gözden geçirilmesi artık bir zorunluluk. Çankırı’nın doğal madenleri dururken yapay duvarlar arasında “şifa” aramak, hem bilime hem memlekete ihanettir.

HABER: Burak Kaya

Kaynak: Burak Kaya