Türkiye'nin eğitim sisteminde yaşanan ciddi sorunlar, Eğitim-İş Çankırı sendikasının yayınladığı bültenle bir kez daha gündeme geldi. 19,9 milyon öğrencinin eğitim öğretim yılına başlamasıyla birlikte, okullardaki temizlik ve güvenlik eksiklikleri hem eğitim kalitesini hem de çocukların sağlığını tehdit eder hale geldi. Eğitim-İş, bu sorunlara karşı sesini yükseltirken, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ihmalkar tutumunu ve son günlerde yayımlanan yönetmeliğin yarattığı olumsuz etkileri eleştirdi. Sendika, okul temizlik ve güvenlik personelinin kalıcı kadrolarla sağlanması gerektiğini vurgulayarak, eğitimde tasarruf yapılamayacağını ve çocukların geleceğinin siyasi hesaplara kurban edilemeyeceğini belirtti.

Eğitim-İş Çankırı Başkanı Murat Şamasas, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Eğitim sistemimiz, iktidarın yanlış politikaları ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ihmalkâr tutumu nedeniyle alarm vermektedir. 19,9 milyon öğrencinin eğitim öğretim yılına başladığı bu dönemde, okullarımızda temizlik ve güvenlik personeli eksiklikleri, hem eğitimin niteliğini hem de çocuklarımızın sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir.

Eğitimde tasarruf olmaz! Çocuklarımızın geleceği, sağlığı ve güvenliği siyasi hesaplara kurban edilemez! Eğitim-İş olarak, okullarda gerekli hijyenin sağlanması, temizlik sorunlarının giderilmesi, okulların daha güvenli olması, iş gücü uyum protokolünün iptal edilmesi, temizlik ve güvenlik personeli ihtiyacının kalıcı kadrolu personelle sağlanması için eğitim emekçileri, demokratik kitle örgütleri ve velilerimizle birlikte tüm Türkiye'de sesimizi duyurmak için Çankırı İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ve Milli Eğitim Bakanlığı’na sesleniyoruz.

Aydınlık yarınlarımızın güvencesi çocuklarımızın yetiştirildiği okullar tam anlamıyla kaderine terk edilmiş durumda. Eğitim-İş olarak yıllardır okulların temizlik ve güvenlik ihtiyaçlarının giderilmesi için işinin uzmanı insanların kadrolu biçimde istihdam edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Özellikle pandemi sürecinde okulların hijyenik olmasının önemi herkesçe kavranmış olmasına rağmen ve okullarımızda artan şiddet olayları koca bir tehlike olarak gözümüzün önünde büyürken Millî Eğitim Bakanlığı bu sorunlar karşısında bugüne dek bir çözüm iradesi göstermemiştir. Bugün ise sorunu daha da beter hale getirmeyi seçmiştir. 29 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “İşgücü Programlarının Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”, kamu kurumlarında kalıcı istihdam yerine geçici ve düşük ücretli sömürünün önünü açmıştır. Bu yönetmeliğe göre haftanın 3 günü 8 bin 447 TL’ye çalıştırılacak kişilerle okulların ne güvenliği ne temizliği sağlanabilir, üstelik bu asla kabul edilemeyecek bir emek sömürüsüdür.

Çankırı'da Yem Bitkileri Yetiştiriciliği Kursu Başarıyla Tamamlandı Çankırı'da Yem Bitkileri Yetiştiriciliği Kursu Başarıyla Tamamlandı

Asgari ücretin açlık sınırının ve resmi enflasyon oranının bile altında kaldığı bir ülkede, bizzat devleti yönetenlerin herhangi bir iş için asgari ücretin altında bir ücret teklif etmesi utanç vericidir ve hukuksuzdur. Üstelik MEB tarafından cazipmiş gibi ambalajlanan bu sistemin işsiz yurttaşlar tarafından dahi ne kadar kabul edilemez bulunduğu sendikamıza yurdun dört bir yanından gelen telefonlarla ispat bulmuştur.

Hemen her ilden birçok okul yöneticisi, bu koşullarda çalışacak insan bulamadıklarını, gelenlerin de okulları ve şartları görüp bir daha dönmemek üzere okuldan çıktığını anlatıyor. Yani okulların sabun, tuvalet kâğıdı gibi hayati ihtiyaçlarını bile gideremeyip bu ihtiyaçları velilerin sırtına yükleyen Bakanlık, artık okulların temizliğinden tamamen elini çekmiştir.

Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında görevi ihmalden suç duyurusunda bulunduk. Dün bu konuda farkındalık yaratmak, kamuoyunu bilgilendirmek için sosyal medyada seferberlik başlattık. Bugün okullarımıza “sağlıklı eğitim, güvenli okul” kokartlarıyla giderek işyerlerimizi eylem alanımız yaptık. En güvenli binalar olması gereken devlet okullarının pisliğe ve dış tehditlere terk edilmesini kabul etmiyoruz.

Okula gelirken hangi hastalığı kapacağımızı, kim tarafından şiddete uğrayacağımızı düşünmek istemiyoruz.

Sağlıklı eğitim ve güvenli okul, eğitim emekçileri için de öğrencilerimiz için de bir haktır, bu haktan vazgeçmeyeceğiz!

Kendi lükslerini “itibardan tasarruf olmaz” tekerlemesiyle örtmeye çalışanlara, bir ülke için okulların pislik içinde olmasından, 3. sayfa haberlerinin rutin mekanları haline gelmesinden daha büyük bir itibarsızlık olmayacağını hatırlatıyoruz.

Eğitim-İş olarak, kamuoyu önünde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e sesleniyoruz; Hamaseti bırakıp görevinizi yapın. Bilin ki bu konunun unutulmamasını sağlayacağız. Sadece yargı alanında değil her alanda mücadelemizi sonuna dek sürdüreceğiz.

Sağlıklı eğitim, güvenli okul haktır; Hakkımızı alacağız!"

Kaynak: Eğitim İş Sendikası

Kaynak: Haber Bülteni